Ben atalarımızın söylediği sözlere bayılan bir insanım. Çünkü asırlar önce söyledikleri günümüzde de hala geçerliliğini korumakta. Bu kimi zaman söz kimi zaman deyim oluyor.
Örneğin ‘Takke düştü kel göründü’ deyimi, gerçeklerin ortaya çıkması veya birinin asıl niyetinin ya da karakterinin anlaşılması anlamında kullanılıyor.
Özellikle birinin gerçek yüzünün ya da saklanan bir durumun açığa çıkmasıyla ilgili durumlarda bu deyim tercih ediliyor. Bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçek ortaya çıkarmış ya!
Sanırım buraya kadar bu deyimin anlamını sözlükte yazılışı ile anlatabildik. Bu deyime bir iki örnek vereceğim. Örtüşüp örtüşmediğine siz karar verin.
Yerel seçim biter bitmez yeni seçilen belediye başkanları DEVR-İ SABIK yaratmak için eski başkanların kirli çamaşırlarını ortaya dökercisine bir hesap pusulası pankartı asma yarışına girdi.
Bu kimi zaman zaman AK Partili kimi zaman MHP’li Belediye başkanları için yapıldı. Lakin bu dönem hiçte alışık olmadığımız bir şekilde CHP’li başkanlar aleyhine CHP’li yeni seçilen başkanların yapması hayli dikkat çekti.
CHP’li başkanlarla ilgili çok uzaklara gitmeyeceğim. Hepinizin malumu geçtiğimiz haftalarda CHP’li Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, kendinden önceki CHP’li Başkan Turgay Genç’in nasıl bir borç yükü bıraktığını afişe etti. Hem de koca pankartla!
Menderes Dal’ın afişine göre Turgay Genç yönetiminden 1 milyar 421 milyon 480 bin 557 lira 58 kuruş borç kalmıştı. Zaten işçi maaşlarını, emekliye ayrılanların kıdem tazminatlarının niye ödenemediği, ilçede neden hizmet verilemez hale gelindiği, her gün bir haciz memurunun kapıyı çalmasının sebebi buymuş demek ki!
Bu konu unutulmaya başlarken önceki gün buna benzer bir ses çiçeği burnunda CHP’li Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan’dan geldi. Başkan Kotan, işçilerle yaptığı toplantıda acı mali tabloyu paylaştı. Yani üstü kapalı CHP’li eski Başkan Semih Esen’i eleştirdi.
Tam rakam telaffuz etmeyen, Döşemealtı’ndaki gibi afişte asmayan Kotan, “Ciddi bir borç yükümüz var. Elimizden geleni yapıyoruz. Maaşlarınızın bir kısmını bugün yatıracağız. Kalanı ise ay sonunda yatırılacak. Tüm çalışanlar maaşlarının tamamını alana kadar ben ve başkan yardımcılarım da maaş almayacağız” cümleleri acı gerçeğin ortaya çıkmasını anlatmak için yetti de arttı bile.
Mazbatayı aldıktan sonra tasarruf tedbirlerine başvurulduğunu belirten Başkan Kotan’ın ser verip sır vermeği toplantıda borçları KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMALARA bağlaması sanırım PARTİ DİSİPLİNİ gereği oldu.
Fakat, “Konyaaltı Belediyesi’ni fabrika ayarlarına döndürene kadar da bu şekilde gece gündüz çalışmaya devam edeceğim” demesi durumun çok kötü olduğunu açık ve net ortaya koymaya yetiyor.
Bu minvalde bir iki haftadır borçtan yakının bir diğer isim ise üçüncü dönem için seçilen CHP’li Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal. STK’lar ile toplantı da borçlardan yakındı. Hadi diğerleri ilk kez seçildi. Ya Uysal? İki dönemdir kendisi başkandı ve borçsuz bir belediye devralmıştı oysaki!
Tabi Uysal’ın bu borç hikayesi çok farklı. Kendisi Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olmuştu. Adaylığını garanti gören Uysal, söz de giderayak belediyeyi işçi alımı veya çeşitli harcamalarla (ki bu bir iddia) belediyeyi borç yüküne sokmuş.
Yani kendinden sonra kim seçilirse seçilsin ‘DEBELENSİN’ mantığını gütmüş. Lakin EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA (CHP’YE) UYMAYINCA kendisi tekrar Muratpaşa’ya aday gösterilince işin rengi değişmiş. Adisyon masadaki ev sahibinde, bir başka deyişle borç kucağında kalmış. Sonrada KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMALAR teranesiyle işin içinden sıyrılmayıp, borç yükünün altından kalkamayacağını anladığı için TASARRUF
TEDBİRLERİNDEN bahsediyor! Sanki belediyeyi 2 dönemdir kendisi yönetmemiş, dışarıdan Alanyalı AMAT yönetmiş gibi.
Neyse kimin ne yaptığını vatandaşımız iyi analiz eder. Hesabını da onlar sorar. Ben sadece yaşananları kendi anlattıkları ile özetledim. Peki bu yaşananlar o deyime uyuyor mu? TAKKE DÜŞÜNCE KEL GÖRÜNDÜ MÜ sizce?