ABD SEÇİMLERİ VE AÇMAZLAR

Seçim günü yaklaştıkça piyasalara ilişkin beklentiler sertleşmeye devam ediyor. Özellikle ülkemiz gibi kırılgan ve gelişmekte olan ekonomiler için kimin başkan olacağı meselesi son derece önemli.

Abone Ol

Trump seçilirse planladığını açıkça ilan ettiği Çin’e yönelik %40’lık, diğer ülkelere yönelik ise %10’luk gümrük vergileri bizimle aynı ligde olan ülkelerin ekonomilerine hem ticari açıdan hem de piyasalar açısından çok ciddi darbe vurulacak. Ligimizdeki ülkelerden ciddi para çıkışları olacağı gibi küresel anlamda resesyona yönelen ülkeler için son dönemdeki faiz indirimleri hayalleri Powell’ın görevden alınmasıyla ya son bulacak ya da ciddi şekilde yavaşlayacak.

Zaten ciddi derecede ivme kaybetmiş durumdaki sanayimiz için söz konusu gümrük vergileri en önemli ticaret ortaklarımızı derinden etkileyeceği için bizi de çalkantalı bir döneme sokacak. Dolayısıyla faiz indirimlerimizin yol haritası ve sürekliliği tehlikeye gireceği gibi sanayimizin ve borsamızın durumu hepten çıkmaza girecek. Mevduat faizleri yüksek kalmaya, sanayideki düşüş artmaya, gelir dağılımımız bozulmaya devam edecek edecek.

Bununlarla beraber Ortadoğu’daki savaş Trumpla daha da körükleneceğinden başta petrol fiyatlarındaki artışlar olmak üzere çok sayıda yeni/eski sosyal, iktisadi ve askeri problemle boğuşma sürecek.

Peki ya Harris seçilirse?

Bu defa bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. FED’in planladığı faiz indirimleriyle beraber başta bizim ligimizde olan ülkelere olmak üzere küresel çapta çok ciddi bir kaynak akışı başlayacak. Faizi en yüksek olan ülke Türkiye olduğu için de müthiş bir kaynak girişi yaşanacak. Borsamız da diğer rakiplerimize göre inanılmaz ucuz kaldığından o tarafta da çok olumlu gelişmeler yaşanacak. Türkiye’de de faiz indirimlerinin başlamasıyla üretim artacak, ticaret hızlanacak ve yatırımlar çoğalacak.

Hasılı, Harris’in seçilmesi bizim için bu pencereden daha evla gözükmekle beraber işler dış ilişkiler penceresinden bakılınca bu defa başka sorunlar karşımıza çıkmakta. Demokratlar Türkiye’nin kurumsallıktan ziyade güçlü lider anlayışına dayanan dış politika yürütme sisteminden son derece rahatsız ve bu durum sürekli halde yeni sıkıntıların patlak verdiği coğrafyamızda en önemli aktör olan ABD ile stratejik ortaklık kurmamızı engellemeden öte ters düşmemize neden oluyor. Bu durum ABD’nin ülkemizin düşmanlarıyla ortaklığına yol açtığından son derece büyük bir problem. 

Trumpla durumlar görece daha farklı. Çünkü kendisi de birebir diplomasiyle işleri yürütmekten hoşlanıyor. Fakat kendisiyle de ters düşüldüğünde neler olduğunu tecrübe ettik. 2018 Krizi ekonomimizi derinden yaraladı. O gün bugündür hala toparlanamadık. Bugün yaşadığımız bir çok iktisadi problemin temelinde o günlerde yaşanan olumsuzluklar var.

Coğrafyamızın tarihi derecede tehlikeli günlerden geçtiği böylesine kaotik bir ortamda akla kara bile olsalar her ikisinin de İsrail’in sarsılmaz destekçisi olduklarını düşününce başlıktaki soruya cevap verme hususunda kafamız daha da karışıyor.

Özetle tam bir “kırk katır, kırk satır” muhasebesi yapıyoruz. Sonuç bizi “aşağı sakal, yukarı bıyık” açmazına sürüklüyor. 

Rabbim hakkımızda hayırlısını eylesin…

{ "vars": { "account": "G-2WKLC3DMKW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }