Son yıllarda kiralarla yarışan aidat ödemeleri vatandaşın cebini yakmaya devam ediyor. Aidat ödemlerine ilişkin yaşanan sorunları ise vatandaşları kafa karışıklığına sevk ediyor. Lider Haber TV’de Murat Er’in sunumuyla yayınlanan Gün Ortası programına konuk olan Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı İbrahim Güllü aidat sorununa ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak dikkat edilmesi gereken noktaları paylaştı. Aidatların büyük bir sorun haline geldiğini ifade eden İbrahim Güllü, “Hatta son 3-4 senedir biz şu ifadeyi kullanıyoruz; ‘Kiralarla yarışan aidat kavramı’ yani biz daha önce böyle bir kavram bilmiyorduk zannediyorum. Aşağı yukarı 3 senedir bu kavram üzerinde kanıksar hale geldik. Gerçekten son derece artan aidatlar söz konusu. İki yılın ortalamasına baktığımızda aidatlardaki artış oranı yüzde 100’ün üzerinde. Yani enflasyonun üstünde bir aidat artışı söz konusu. Tabi ki şimdi özellikle kiracılarımız için konuşalım. Kiralarda son 3-4 senedir ciddi artışlar yaşanıyor. Şu anda da biz kiraların çok yüksek olduğunu düşünüyoruz. Yani normal olması gerekenin çok üstünde olduğunu düşünüyoruz. Ve bundan dolayı da ev sahibi ile kiracı arasındaki uyuşmazlıklarında ciddi bir tartışma oldu ve dava sayılarında inanılmaz artışlar kaydedildi. Bu sorun maalesef büyümeye devam ediyor” dedi.
“AİDAT TOPLANTILARINA KATILIN”
Aidat konusuna açıklık getiren İbrahim Güllü, kiracıların aidatların belirlendiği toplantılara katılması gerektiğini belirterek, “Aidatlar konusunda da şunu söyleyebilirim; aidatlarda bir sınırlandırma yok yani işte geçtiğimiz dönemde kira alacaklılarının kiralarına bir sınırlandırma getirilmişti ya da kira artışlarına Borçlar Kanunu’nun 343’üncü Maddesi kapsamında artış oranı söz konusu o da işte TÜFE‘nin 12 aylık ortalamasını geçemiyor şeklinde ifade edebilirim. Dolayısıyla kiralarda böyle bir sınıflandırma var ama aidat artışlarında bir sınırlandırma yok. Yani bu noktada aidatlardan şikayet eden vatandaşlarımızda genelde şunu da gözlemliyoruz; Aidatların belirlendiği toplantılara maalesef katılmıyorlar. İtirazlarını söylemiyorlar. Dolayısıyla toplantıya katılan çok az sayıda insanla bu aidatlar belirleniyor. Dava açma hakkı açısından o toplantıya katılan kişilerin itiraz etmesi ve toplantı tutanağını, örneğin orda toplantıda 5 tane karar alındı. Örneğin bu kararlardan bir tanesi aidat olsun. 3’üncü madde orda açıkça şunu söylemesi lazım; ‘ben alınan bütün kararlara ya da işte 3’üncü maddede belirtilen kararlara itiraz ediyorum’ şeklinde yazması lazım. İtiraz celbi koyması lazım. Toplantıya katılmış bir insan dava açtığı zaman hakim şunu diyecek; toplantı tutanağını istediğinde, toplantı tutanağı hakimin önüne geldiğinde bakacak ki örneğin Murat Er dava açmış ama diyecek ki size ‘Murat Bey siz bu toplantıya katılmışsınız ama hiçbir itirazınız yok, gözükmüyor.’ O zaman hakimin ‘siz kararı kabul etmişsiniz’ diyerek reddetme ihtimali olabilir. O yüzden toplantılara katılmak önemli ama itirazlarımızı yazılı olarak, bakın güzel bir atasözümüz vardır; söz uçar yazı kalır şeklinde” ifadelerini kullandı.
İTİRAZ ETTİKTEN SONRA DAVA SÜRECİ
Aidat toplantılarına kat maliklerinin bizzat kendilerinin ya da yetki verdikleri kişinin katılmasını gerektiğini söyleyen Güllü şu ifadeleri kullandı:
“Dolayısıyla da kat malikleri toplantılara bizzat kendileri ya da eğer kendileri katılamıyorsa yetki verdikleri bir kişi aracılığıyla mutlaka toplantılara katılmaları gerekir ve toplantılara katıldıkları zaman da kabul etmedikleri maddelere itiraz celplerini sunmaları gerekir. Çünkü o toplantıya katılanlar için dava süresi itiraz edenler için 1 aydır. Toplantı tarihinden itibaren katılmayanlar için her hâlükârda 6 aylık bir süre vardır. Bu süreler geçtikten sonra dava açılırsa maalesef zaman süre açısından dava reddedilir dolayısıyla da o aidatlar kesinleşmiş olur.”
“AİDAT ÖDENMEDİĞİ TAKTİRDE TAHLİYE KARARI VERİLEBİLİR”
“Kat Mülkiyet Kanunu’nda bu konuda bir sınırlandırma olmadığı için aidatlar belirlenebiliyor” diyerek sözlerine devam eden İbrahim Güllü:
“Dolayısıyla dediğimiz gibi mutlaka karar toplantısına katılmalı ve itirazımızı da yapmamız gerekiyor. Kiracılara bakan bir yönü var aslında onu çok kamuoyunda dillendirilmiyor veya çok fazla tartışılmıyor. Ama bizim bu konudaki bir düşüncemiz bir görüşümüz var. Bunu da dile getirilmesinde fayda var diye düşünüyoruz. Şimdi demirbaş niteliği olmayan aidatlardan hem ev sahibi hem kiracı sorumlu yani müşterek müteselsil dediğimiz sorumluluk söz konusu şimdi zaten birçok kira sözleşmesinde o şablon şeylerden işte aidatın kiracıya ait olduğu zaten açıkça yazılır. Yani burada ilk sorumlu olan kişi kiracı ve kira sözleşmesinin içerisinde bu maddeler söz konusu. Şimdi diyelim ki kiracı aidatı ödemedi. Bu konuda yönetim icra takibi yaptı. Hem ev sahibini hem kiracıyı icraya verdi. Ev sahibi de tuttu bu aidatı ödedi ve ondan sonrada bu aidatı ödediği dekontla birlikte kiracıya karşı aynı kira bedellerinde kira alacaklarında 30 gün ödeme süresi veriliyor. Eğer bu süre içerisinde ödemezseniz hatta bu süre geçtikten sonra dahil ödeseniz artık orda bir takviye sebebi oluşuyor. Şimdi bu aidatlarda da 30 günlük ödeme süresi kira sözleşmesine aykırılık. Nasıl ki kira alacağı, bir sözleşmeden kaynaklı bir alacaksa aidat da artık kira alacağından kira ilişkisinden kaynaklı bir alacak haline geliyor. Dolayısıyla 30 günlük bir ödeme süresi içerisinde aidatın ödenmemesi halinde tahliye edileceği yönünde bir ihtar gönderildiği taktirde, kiracılara bu aidatların ödenmemesinden kaynaklı olarak tahliye kararı mahkemeler tarafından verilebileceği kanaatindeyiz. O yüzden kiracılara bu aidat konusunu tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var geciktirmeden ödemelerini fayda var.”