Politika

Bakan Fidan: Şu anda Gazze'de güvenli sayılabilecek bir yer yok

Abone Ol

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin jeostratejik konumuyla geniş ticari bağlarının, Avrupa'dan Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'ya ve Orta Asya'ya uzanan, yaklaşık 1,5 milyar nüfusa ve 28 trilyon dolar değerindeki pazara ücretsiz ve kolay erişim sağladığını belirterek, "Bunların hepsi 4 saatlik uçuş mesafesinde" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi'nin daveti üzerine gittiği Pekin'deki "Çin ve Globalleşme Merkezi" adlı düşünce kuruluşunda "Değişen Dünya Düzeninde Türkiye-Çin İlişkileri" konulu konuşma yaptı.

Fidan, Türkiye'nin, Çin gibi proaktif ve sonuç odaklı dış politikasıyla küresel zorluklarla mücadelede giderek artan bir rol oynadığını söyledi.

"Şu anda Gazze'de güvenli sayılabilecek bir yer yok"

Filistinlilerin çektiği acıların yeni bir olgu olmadığını ancak 7 Ekim 2023'ten bu yana eşi benzeri görülmemiş seviyeye ulaştığını anlatan Fidan, "Gazze, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak anılıyordu. Şimdi, dünyanın en büyük açık hava mezarlığı haline geldi. Şu anda Gazze'de güvenli sayılabilecek bir yer yok. Gözlerimizin önünde yaşanan insanlık trajedisi, İsrail'in Refah'a saldırısıyla daha da kötüleşiyor." diye konuştu.

Fidan, Türkiye'nin, İsrail'in Ekim 2023'te Gazze'ye saldırmasından bu yana ateşkesi sağlamak, çatışmanın coğrafi olarak yayılmasını önlemek ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılması için çabaladığını, Çin gibi, iki devletli çözüm kapsamında, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devletinin gerekliliğini vurguladığını söyledi.

Çatışmaların barışçıl çözümü için diplomatik kanalların kullanıldığı başka bir bölgenin de kuzeyde yer aldığını belirten Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı'na işaret etti.

Fidan, "Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, ateşkes, kalıcı ve adil bir barış anlaşması yoluyla sona erdirilmesi dış politika önceliklerimiz arasında." dedi.

Bölgedeki terör faaliyetleri ve barış çabaları

Fidan, bölgede kalıcı barış ve güvenlik için terörizmle mücadelenin ehemmiyetine dikkati çekerek, Türkiye'nin FETÖ, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerini bertaraf etmek için askeri, ekonomik, diplomatik ve diğer yolları kullandığını belirtti.

PKK/PYD/PYG'nin bölgedeki en istikrarsızlaştırıcı aktör olduğunu ve Irak ile Suriye topraklarından Türkiye'ye saldırılarına devam ettiğini anlatan Fidan, bu örgütlerin ayrılıkçı gündemine dikkati çekti.Fidan, Suriye'nin terör örgütlerinin yuvası haline gelmesini önlemek için azami gayreti gösterdiklerinin altını çizerek, "Çatışmanın siyasi bir süreçle, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde çözümünü destekliyoruz. Ayrıca Suriyelilerin ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşünü teşvik etmek için çalışıyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin, Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerinin dış politikanın temel yönlerinden birini teşkil ettiğini kaydeden Fidan, bu ülkelerin her biriyle birçok alanda genişletilmiş işbirliği gündemini sürdürdüklerini anlattı.

Bakan Hakan Fidan, Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde yürütülen çok taraflı işbirliğine işaret ederek, "Teşkilat aracılığıyla bölgesel bağlantısallığı güçlendirmek, ekonomik entegrasyonu hızlandırmak ve toplumlarımızdaki siyasi, ekonomik ve sosyal standartları yükseltmek üzerine çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

Türkiye-Çin ekonomik ilişkileri

Fidan, "iki büyük uygarlık" olan Türkiye ile Çin arasındaki bağların zengin tarihi ve kültürel etkileşimlerle şekillendiğini dile getirerek, bunun güçlü ve kalıcı ortaklığın temelini oluşturduğunu söyledi.

Tarihi İpek Yolu'nun iki medeniyet arasında geniş kültürel ve ticari etkileşime ev sahipliği yaptığı değerlendirmesinde bulunan Fidan, Osmanlıların, Çin'e Osmanlı tüfekleri taşıyan çok sayıda elçi gönderdiğini, bunun da o dönemin "teknoloji transferi" olarak adlandırılabileceğini anlattı.

Fidan, ikili işbirliğinin bu sağlam temel üzerine kurulduğunu söyleyerek, ilişkilerin gelişiminin hızlandığını görmekten memnuniyet duyduklarını kaydetti.

2010'da Türkiye ile Çin'in, ilişkilerini "stratejik ortaklık" olarak tanımladığına işaret eden Fidan, "İki tarafın da bu işbirliğini genişletme niyeti, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ın 2019'da Çin'e yaptığı ziyaret esnasında ve Eylül 2022'de başkanlarımızın, Semerkant'taki toplantısı sırasında vurgulanmıştı." dedi.

Çin'in, Türkiye'nin Asya'daki en büyük, dünyadaki en büyük 3. ticari ortağı olduğunu hatırlatan Fidan, ikili ticaret hacminin 2023'te rekor kırarak 48 milyar doları aştığına dikkati çekti.

Fidan, ikili ticaret dengesinin Çin'in lehine olduğunu belirterek, "İkili ticaretimizi dengelemek için yeni alanları keşfederek ticari ilişkilerimizin sürdürülebilirliğinden emin olmalıyız." dedi.

Çin'in doğrudan yatırımlarının ekonomik ilişkilerde kilit rol oynadığına işaret eden Fidan, Türkiye'nin yabancı şirketlere yatırım dostu ortam sağladığını söyledi.

Türkiye'nin jeostratejik konumu

Fidan, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Gümrük Birliği'ne dikkati çekerek, "Türkiye'nin jeostratejik konumuyla beraber geniş ticari bağlarımız, Avrupa'dan Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'ya ve Orta Asya'ya uzanan, yaklaşık 1,5 milyar nüfusa ve 28 trilyon dolar değerindeki pazara ücretsiz ve kolay erişim sağlıyor. Bunların hepsi 4 saatlik uçuş mesafesinde." diye konuştu.

Bakan Fidan: Şu anda Gazze'de güvenli sayılabilecek bir yer yok

Dışişleri Bakanı Fidan, yine de ekonomik potansiyeli ortaya çıkarma konusunda geride kaldıklarını ifade etti.

Doğu-Batı Orta Koridor Girişimi

Fidan, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne (BRI) paralel olarak Türkiye'den başlayıp Kafkasya, Hazar Denizi ve Orta Asya devletlerini geçerek Çin'e ulaşacak Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Girişimi'ne de değindi.

Orta Koridor'un, Avrupa ile Asya arasında 2 bin kilometre daha kısa kara yolu bağlantısı sağladığını, deniz yolunu 15 gün kısalttığını belirten Fidan, bu nedenle girişimin, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'yle doğal uyum içinde olduğunu kaydetti.

Fidan, Orta Koridor'un Karadeniz ve Akdeniz havzalarının yanı sıra Avrupa ve Afrika'ya kesintisiz ve daha hızlı ulaşım sağladığını belirterek, bu bağlamda 2015'te Çin ile söz konusu iki girişimi uyumlu hale getirmek ve işbirliğini artırmak için mutabakat zaptının imzalandığını hatırlattı.

Orta Koridor'un, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ile uyumlu hale getirilmesinin önemine dikkati çeken Fidan, projenin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın devam ettiği ve Gazze'deki savaşın Kızıldeniz'i etkilediği ve jeopolitik risklerin arttığı bu dönemde daha da önemli hale geldiğini vurguladı.

Fidan, Orta Koridor ile Kuşak ve Yol Girişimi'nin, Kalkınma Yolu Projesi gibi diğer bağlantısallık projeleri ile arasında sinerji oluşturulmasının önemine dikkati çekerek, bunun müreffeh bölgesel entegrasyon için Avrasya'nın ekonomik güç merkezlerini bağlayabileceğini dile getirdi.

Bakan Fidan, G20 ülkeleri olan Türkiye ve Çin'in, "küresel tedarik zincirlerinin" korunmasında önemli rollerinin bulunduğunu belirtti.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'in, küresel ekonominin büyümesinde ve tedarik zincirinde önemli rol oynamaya devam ettiğini dile getiren Fidan, Türkiye'nin de güçlü üretim kapasitesi, genç ve dinamik nüfusu, gelişmiş altyapısı, siyasi istikrarı ve lojistik imkanları ile öne çıkan bir ülke olduğunu vurguladı.

Fidan, AB ile Gümrük Birliği'ne sahip Türkiye'nin BRICS gibi farklı platformlarda çeşitli ortaklarla yeni işbirliği fırsatlarını aramaya devam ettiğini kaydederek, gelecek hafta Rusya'da düzenlenmesi planlanan BRICS toplantısına katılacağını belirtti.

Dışişleri Bakanı Fidan, Asya'nın yanı sıra Afrika'da da işbirliğini ve çok taraflılığı desteklediklerini sözlerine ekledi.

Bakanlığın X sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda da Fidan'ın, Pekin ziyareti sırasında "Çin ve Globalleşme Merkezi" adlı düşünce kuruluşunda Değişen Dünya Düzeninde Türkiye-Çin İlişkilerini anlattığı bildirildi.

{ "vars": { "account": "G-2WKLC3DMKW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }