Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu; Anadolu Yayıncılar Federasyonu Programı kapsamında, Lider Haber Ankara Temsilcisi Ebru Balıkçı’nın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Uraloğlu, Suriye ile ilgili açıklamalarda bulunarak Bakanlık olarak ulaştırmanın ve iletişimin tamamında varlık gösterdiklerini kaydetti. Uraloğlu, “Bulunduğumuz coğrafya gerçekten kıymetli. Bizim coğrafyamızı bilmeyen bir insana haritamızı gösterirseniz gerçekten en kıymetli yer Türkiye diyecektir. Sadece 4 saatlik uçuşla 67 ülkeye, yaklaşık 1,5 milyar insana ulaşabiliyoruz. 51,2 trilyon dolar gayrisafi milli hasıladan, yıllık 12,5 trilyon dolar ticaret hacminden bahsediyoruz böyle bir coğrafyadayız.” dedi.

“BUGÜN 77 İLİ BÖLÜNMÜŞ YOLLARLA BİRBİRİNE BAĞLADIK”

Türkiye’nin altyapısını jeopolitik konumunun getirdiği avantajlara göre şekillendirdiklerini kaydeden Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

“2002 yılında sadece 6 bin 101 kilometre bölünmüş yolumuz vardı. Bugün 29 bin 700 kilometreye çıkardık. Sadece 6 tane ili birbirine bağlıyorduk, bugün 77 ili bölünmüş yollarla birbirine bağladık. Bakın o günkü şartlarda Türkiye'deki araç sayısı yaklaşık 8 buçuk milyon ve şehirler arasındaki ortalama hız yaklaşık 40 kilometre saat. Bugün araç sayısı yaklaşık 30 buçuk milyona geldi. 31 milyona yaklaştı. Şehirler arasındaki yolda ortalama hızımız 90 kilometre civarında siz düşünün. Eğer biz bunları yapmamış olsaydık bugün nerede olurduk?”

Demiryolları yatırımları hakkında da bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Cumhuriyetin ilk yıllarında da ciddi bir hamle oldu. Sonra komple bir tarafa bırakıldı, AK Parti hükümetlerimizle beraber oraya el attık. Ülkemizi Avrupa'da 6., Dünya’da 8. hızlı tren işletmecisi yaptık. 2 bin 251 kilometre hızlı demiryolu yaptık. Mevcut demiryollarımızı da komple elden geçirdik diyebilirim.” dedi.

Havayollarında da 2002’de 26 olan aktif havalimanı sayısını 58’e çıkardıklarını kaydeden Uraloğlu, “Dile kolay bakın 2002 yılında 34 milyon olan yolcu trafiği geçen sene 213 milyon olarak gerçekleştirildi. Bu sene 231 milyonla muhtemelen kapatacağız. Bakın Sabiha Gökçen Havalimanı yani orada kargalar mı uçacak diye konuştuğumuz havalimanı geçen sene 36 milyonla tamamladı. Bu sene 38-40 milyonlarla tamamlamış olacağız. Sadece İstanbul Havalimanı'nda 80 milyonu görmüş olacağız bu sene.” diye konuştu.

Türkiye’deki internet hızına da değinen Bakan Uraloğlu, “Çok teknik terimlere girmeden, biz bir kere fiber kabloları aşağı yukarı 580 bin kilometreye çıkardık. 600 bin kilometrelere çıkardık. Bir sokağın başına kadar getiriyoruz ya da caddenin başına kadar getiriyoruz, iki bütün caddede dolaştırabiliyoruz. Üç, ev girişine kadar getirebiliyoruz. Eski binaların neredeyse tam tamamı bakır kaplama bir kere orada otomatikman hız düşüyor. Bir de şu andaki bütün bu söylediklerimi dikkate aldığımızda yanlış hatırlamıyorsam 80 megabit kadar bir hıza ortalama hizmet edebilecek durumdayız ama abonelerin, abone şartları ve istekleri aşağı yukarı 35-40 megabit seviyesinde. Yani talep de bu noktada yeterli değil. Dolayısıyla biz internet noktasında çok istediğimiz hızda değiliz eleştirilerine muhatap kalıyoruz ama gerçek durumunun bu olduğunu söylemek isterim.” açıklamasında bulundu.

“SURİYE’NİN HER ŞEYE İHTİYACI VAR”

Bakan Uraloğlu, Türkiye ve Dünya gündemindeki Suriye hakkında da açıklamalarda bulundu.Suriye’nin her şeye ihtiyacı olduğunu anlatan Bakan Uraloğlu, “6 Şubat depremlerinden sonra aileler önce yakınlarını nasıl çıkarır, nasıl defneder vesaire bununla uğraşıyor. Sonra bir çadıra nasıl girebilir, sonra bir konteynere nasıl girebilir? Sonra da eve. Şimdi o çadırları gezerken bizim arkadaşlarımızdan bir tanesi oradaki bir bacımıza şöyle bir soru sordu: Abla bir şeye ihtiyacınız var mı? Cevap şu: Çadırda olanın neye ihtiyacı olmaz? Cevap bu kadar ve mükemmel bir cevap. Şimdi Suriye’de olanın neye ihtiyacı olmaz? Yani her şeye ihtiyacı var gerçekten. İlk etaptaki aldığımız bilgiler bunlar.” dedi. 

“ŞAM VE HALEP HAVALİMANLARINDA GEREKLİ TESPİTLERİ YAPTIK”

Bakan Uraloğlu, ulaştırma noktasında da bilgi vererek “5 tane havalimanı var Suriye'de. 2 tane havalimanı daha ön plana çıkmış ve son zamanlara kadar da işletilen havalimanları. Şam ve Halep. Şam Havalimanı'nda geçen sene 100 bin civarında bir yolculuk olmuş. İstanbul Havalimanı’nın işte 5-6 saatlik seyahat trafiği. Halep'te 50-60 bin civarında bir seyahat olmuş. Bir ekip gönderdik. Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptık. Bir kere hiçbir radar sistemi yok. Bizim cep telefonlarından takip ettiğimiz hava radar uygulaması var. Düşünün o cep telefonu aplikasyonundan yönetmeye çalışıyorlarmış.” açıklamasında bulundu.

Bakan Uraloğlu, 1990’lı yıllardaki tüplü bilgisayarların havalimanlarında kullanılmaya devam edildiği bilgisini de paylaştı. Uraloğlu, “Doğru dürüst bu x-ray cihazları, dedektörler doğru dürüst hiçbir şey yok. Pistlerde ciddi eskimeler var ve şu anda oradaki ilk yapılan Şam ve Halep seferi tamamen pilotların inisiyatifiyle yapılmış. Yani görerek şartlarda hiçbir sistem olmaksızın yapıldı, onun için arkadaşlarımız bir tespit yaptı. Bir eylem planı ortaya koyduk.” dedi.

Bakan Yumaklı: Tarımda yeni rekorlara imza attık Bakan Yumaklı: Tarımda yeni rekorlara imza attık

Uraloğlu, ilk etapta Şam Havalimanı’nı ayağa kaldırma ile ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi ile vaziyet alacaklarını kaydederek “Orada Türkiye'den çıkıp Hicaz’a kadar giden demiryollarının parçaları var. Oralarda belli bir bütünün parçaları olarak uzun zamandır çalıştırılmadığını biliyoruz. Hızlıca tespiti yapıp demiryolu bütünlüğünü yine Şam'a kadar ilk etapta sağlama ile ilgili bir vaziyet alacağız. 2009-2010’larda oraya yolcu trenlerini uğurlamışız. Bir yolculuk yapmışız. Orada bir altyapı var. Bazı bölgelerde mesela Irak’ta demiryollarının raylarını sıfırdan demir olarak çalınıp satıldığını biliyoruz Suriye'de de bununla karşılaşabiliriz.” şeklinde konuştu.

“YIKILAN KÖPRÜLERİ TAMİR ETTİĞİMİZİ SÖYLEYEBİLİRİM”

Terör operasyonlarını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Suriye'deki iç dinamiklerde olsun, M4 karayolu hem M5 karayolu hep konuşuldu. Yani bir karayolu ülkenin siyasetinde bu kadar etki edebilecek durumda. Onun için o karayollarında da durum nedir? Onlara bir vaziyet ediyoruz ama Türkiye'nin operasyon yaptığı bölgeleri zaten biliyoruz ve oralarda da birçok iş yaptığımızı söylemek isterim, özellikle karayolları noktasında. Karayolları Genel Müdürlüğümüzün eliyle olsun. Yine Milli Savunma Bakanlığımızın eliyle olsun. Orada birçok iş yaptığımızı birçok yıkılan köprüleri tamir ettiğimizi söyleyebilirim.” dedi.

SURİYE HABERLEŞME NOKTASINDA TÜRKİYE'NİN 20-30 YIL GERİSİNDE

Suriye’nin haberleşme noktasında Türkiye'nin 20-30 yıl gerisinde olduğunu ifade ederek birçok noktada cep telefonu ile iletişimin sağlanamadığını kaydetti. Uraloğlu, “Bunlarla ilgili gerekli tespitleri yapacağız ve biz Bakanlık olarak bunları hayata geçirmeye çalışacağız ki orada dediğim gibi her şeye ihtiyaç var. Yani bir para basımı ya da Suriye'nin parasının ne olacağından düşünün. Mesela Suriye’nin parasının Rusya tarafından basıldığını biliyor muydunuz? Düşünün bir ülkenin parasını bir başka ülke basıyor. Şu anda Afrika'da birçok ülkenin de benzer konumda, bazı gelişmiş ülkelerin onların paralarını basıyor. Türkiye bu noktada da muhtemelen oraya bir destek verme noktasında olacak.” dedi.

LİMANLARININ NEREDEYSE HİÇ GELİŞMEDİĞİNİ BİLİYORUZ

Suriye’nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında hani tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii bir Deniz Yetki Anlaşması muhtemelen hani yapalım diye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve mavi vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam'ın Suriye'nin bir tarihi var, onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız.” açıklamasında bulundu. 

Böyle bir anlaşmanın hem Suriye'nin hem Türkiye’nin etkinlik ve yetkinliğini artıracağını belirterek “Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında uluslararası hukuku da dikkate alarak her türlü yetkiyi 2 ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada öncelikle bir otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var, bu kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz.” diye konuştu.

“ORTA KORİDOR BİZİM İÇİN BU ANLAMDA GERÇEKTEN ÇOK KIYMETLİ.”

Kalkınma Yolu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Irak’ın Faw Limanı ilk fazı 2025’te devreye alınacak ve orası limancılık faaliyetlerine başlamış olacak. Bizi ilgilendiren tarafı ise yaklaşık bin 200 kilometrelik bir karayolu. Projesi aşağı yukarı bitti diyebiliriz. Sadece Irak’ın kuzeyinde nereden geçeceğiyle ilgili bölgesel yönetimle merkezi hükümetin görüşmeleri sürüyor. Güncel olarak takip ediyoruz. Yönetim şeklinden tutun finansmanı ve işletilmesine kadar konuşuyoruz. Türkiye’de yapılması gerekenler var bunları planlıyoruz. Yaklaşık 2 bin 92 kilometre demiryoluyla Türkiye’den geçecek. Burada bizim yapmamız gerekenler var. Ovaköy’den Kapıkule’ye kadar. Yine yaklaşık bin 900 kilometre bir otoyolla geçecek. Otoyol noktasında da yine yapmamız gerekenler var bir taraftan da bunları planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

ZENGEZUR KORİDORU ALTERNATİF BİR ROTA VE KAPASİTE SAĞLAYACAK

Zengezur Koridoru ile ilgili bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Bakü-Tiflis-Kars üzerindeki hali hazırda bulunan demiryolu bağlantımızın belli bir kapasitesi var. Bakü-Tiflis-Kars hattı Gürcistan üzerinden Karadeniz Limanlarına da bağlantı sağlayan bir hat. Dolayısıyla gelen yükler doğrudan oraya da gidebiliyor. Biz mutlaka bir alternatif olması gerektiği yaklaşımıyla hareket ettik. Kars’tan başlayıp Iğdır Dilucuna kadar giden oradan da Nahçıvan’dan devamında da Ermenistan’dan giderse 43 kilometre, İran’dan giderse 61 kilometre bir hat var. Devamında da Azerbaycan’dan Hazar geçişli Uzak Doğu’ya kadar giden bir hat. Bunun çalışmaları devam ediyor. Zannediyorum önümüzdeki aylarda başlarız. Nahçivan’da mevcut bir demiryolu hattı var. Azerbaycanlı muhataplarımızla konuşuyoruz, Onu genel tamir edecekler. Tam nereden geçeceği noktasında Azerbaycan’ın yaklaşımı bizim için önemli. Bu çalışma alternatif bir rota oluşturarak yeni bir kapasite sağlayacak.” dedi.

Orta Koridor’un daha çok demiryolu ve karayolu ağırlıklı geçen, Çin’den başlayıp Londra’ya kadar bir yükün 18 günde gidebildiği bir güzergahtan bahsettiklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Güneye doğru indiğimizde şu anda ağırlıklı rota Süveyş Kanalı. Orada 35 günde bir yük Londra’ya kadar gidebiliyor. Malum Filistin’deki İsrail-Filistin savaşından dolayı gemilerin riskler alamıyor. Dolayısıyla Ümit Burnu’ndan dolaşarak 45 günde Londra’ya kadar gidebiliyorlar. Kalkınma Yolu’nu bitirdiğimizde bu süreç 25 güne düşecek. Orta Koridor bizim için bu anlamda gerçekten çok kıymetli.” diye konuştu.

“SOSYAL MECRALARDA YASAKÇI BİR ZİHNİYET İÇERİSİNDE DEĞİL, KORUMACI BİR GAYRET İÇERİSİNDEYİZ”

Sosyal medya mecraları ile ilgili düzenlemeler konusunda da değerlendirmelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile beraber çalıştıklarını söyledi. Bakan Uraloğlu, “Dijital Mecralar Komisyonu ile görüşüyoruz. Kesinlikle bir düzenleme yapılması gerekiyor. Sosyal mecrada eline mikrofonu alan veya bir şekliyle video çeken her türlü dezenformasyonu yapabiliyor. Olan düzenlemeler yeterli değil. Kesinlikle buralarda sadece çocukları koruma refleksiyle değil bütün toplumu koruma refleksiyle sorumluluklar getirmemiz gerekir. Şirketler ‘Benim kurallarım var’ diyor. Burası da bizim ülkemiz, bizim de kurallarımız var. Hiç kimse kusura bakmasın.” açıklamasında bulundu.

“SOSYAL MECRALARDA YASAKÇI BİR ZİHNİYET İÇERİSİNDE DEĞİL, KORUMACI BİR GAYRET İÇERİSİNDEYİZ”

Dünya’da birçok ülkede bu anlamada alınmış kararlar ve düzenlemeler var biz de bunları takip ediyoruz. Sosyal Medya hayatımızın bir gerçeği, elbette bunu yok saymamız söz konusu değil. Ancak muhakeme yetenekleri daha az olan, duyduğu her şeye inanma potansiyeli olan çocuklarımızı öncelikli olarak korumamız gerekir diye düşünüyoruz. En azından bilgiyi sunan kaynakların belli sorumlulukları olması ve belli yaş grubunun altına da bir erişim engeli getirme noktasında çalışmalarımız var. Burada bir yasakçı zihniyet içerisinde değil, korumacı bir zihniyetle bunu yapma gayreti içerisindeyiz.” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZİN KRİTERLERİNİ DİKKATE ALARAK BELLİ DÜZENLEMELER YAPALIM İSTİYORUZ”

Fransa’da, Almanya’da, Belçika’da, Avusturya’da ve Amerika gibi ülkelerde sosyal medyaya yönelik düzenlemeler olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Avrupa’nın birçok ülkesinde devlet memurlarının Tiktok uygulamasını kullanmasının yasak olduğunu biliyoruz. Bu anlamda birçok uygulama var. Bizde ülkemizin kriterlerini dikkate alarak belli düzenlemeler yapalım istiyoruz.” diye konuştu.

“ANKARA’YA GELDİĞİMİZDE 6 YILDA 6 SANTİM METRO AÇMADILAR”

Büyükşehirlerde trafik ve ulaşım hakkındaki soruları cevaplayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Bu konular bilimsel çalışmaların sonucunda karar verilen uygulamalardır. Gerçekten bütüncül bakmak lazım. Bir şehrin bütüncül olarak planlanmasına ihtiyaç vardır. Siz bazen yeni arter açmak yerine bazı arterleri yayalaştırarak da bir sonuç alabilirsiniz. Ama bunlar ‘Ben yol yaparsam trafik artar’ gibi söylemlerle olmaz. Siz bisiklet yollarından yaya yolu ve metrolara kadar planlamaları yaparsınız. Ne kadar insanın seyahat edeceğiyle ilgili planlamayı yaparsınız. Sonrasında bunu hayata geçirerek trafiği genel anlamda çözersiniz. Ama sadece şehirleri inşa ederek bu konuyu çözemezsiniz. Aynı zamanda imar etmeniz lazım, inşa ile imar birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan unsurlardır. Bunun için doğru imar ve planlama yaparak biz bunu çözebiliriz.” dedi.

“BAKANLIK OLARAK BİZDE ONAY BEKLEYEN HİÇBİR METRO PROJESİ YOKTUR”

Ankara Çevre Yolu’nda sorumluluğun Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Benzer durum İstanbul içinde geçerli. Metrolar konusunda da her türlü metro projesini onaylama yetkisi bizim Bakanlığımızda. Neden? Her belediye kendi kafasına göre bir disiplin oluşturmasın ve bir bütünlük olsun diye. Dolayısıyla biz onaylayalım her türlü projeyi diyoruz ve bunları da onaylıyoruz. Şu anda gerek AK Partimizin gerek diğer partilerin olsun bizde bekleyen hiçbir metro onayı yoktur. Bazen getiriyorlar, ‘şurasını düzelt dediğimiz’ olabiliyor. Ancak kenara koyup beklettiğimiz bir şey yok. Tamamen şehir içerisinde hitap eden metrolar ilgili belediyenin sorumluluğundadır. Büyükşehir veya il belediyesi sorumludur. Proje onaylandıktan sonra ilgili belediye bunun Bakanlık tarafından yapılmasını isterse ve Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu uygun görürse biz Bakanlık olarak alır, yaparız ve kendilerine teslim ederiz. Bazı ana arterleri de biz kendimiz tamamen yapıp işletebiliriz, Başkentray, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı gibi.” ifadelerini kullandı.

Ankara Esenboğa Havalimanı Metrosu ile ilgili de bir proje değişikliği üzerinde çalıştıklarını kaydeden Uraloğlu, bu çalışmanın bitiminde nasıl yapılacağı ile ilgili de sürecin konuşulacağını söyledi.

“ANKARA’DA 6 YILDA 6 SANTİM METRO AÇMADILAR”

İstanbul’da son dönemde açılan bazı metroların AK Parti döneminde başlatılan projeler olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Deseler ki, ‘Başlattılar, açmak ta bize nasip oldu’ bu da bir yaklaşımdır. Ama genel anlamda baktığınız zaman, kendilerinin başlatıp da seçime kadar açtığı sadece 8 kilometre metro var. Bir tanesini yüzde 90 seviyesinde teslim etmiştik. Yani üzerinde trenler gidip gelmeye başlamıştı. Hakkı teslim etsinler biz buna bir şey demiyoruz. Ankara’ya geldiğimizde 6 yılda 6 santim metro açmadılar. Açılabilecek gibi de durmuyor.” dedi.