Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, mart ayından bu yana Türk lirası mevduatın payının yükselerek yıl sonu hedefi olan yüzde 50'yi aştığını, kur korumalı mevduatın payının ise yüzde 11'e gerilediğini belirtti.
Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde yılın Üçüncü Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Geçen yılın haziran ayında sıkılaşma döngüsünü başlattıklarını, politika faizini yüzde 8,5'ten bu yılın mart ayı itibarıyla yüzde 50'ye çıkardıklarını anımsatan Karahan, ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ettiklerini bildirdi.
Karahan, mayısta Türk lirası zorunlu karşılık oranlarını artırarak likidite fazlasını sterilize ettiklerini aktardı.
Yabancı para kredilere aylık büyüme limiti getirdiklerini ve finansal koşullardaki sıkılığı artırdıklarını anlatan Karahan, şöyle konuştu:
"Kur korumalı mevduatta (KKM) yenileme ve dönüşüm hedeflerini değiştirmenin yanı sıra asgari faiz oranını düşürerek KKM bakiyesindeki azalmayı hızlandırdık. Kredi piyasasında sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek amacıyla ticari kredi azami erken ödeme ücretlerini güncelledik. Dönemsel olarak ortaya çıkan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut araç setimizi kullanarak sterilize ediyoruz. Likidite fazlasını özellikle Türk lirası depo alım ihaleleri ile sterilize etmeye devam ediyoruz. Ayrıca, Borsa İstanbul repo pazarlarında ve bankalararası para piyasasında gecelik vadede sterilizasyon yapıyoruz. Bunlara ilave olarak, Türk lirası karşılığı döviz ve altın swap ihaleleri ile gün içinde iki kez farklı vadelerde depo alım ihaleleri uygulamaya başladık. Önümüzdeki dönemde diğer para piyasalarında da işlem yapmaya başlayarak likidite fazlasını sterilize etmeye devam edeceğiz."
Karahan, likidite koşullarını muhtemel gelişmeleri göz önünde bulundurarak yakından izlediklerinin, gerektiğinde sterilizasyon araçlarını çeşitlendirerek etkin şekilde kullanmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
"UYGULADIĞIMIZ POLİTİKALARLA ENFLASYON VE KUR BEKLENTİLERİNDE İYİLEŞME YAŞANDI"
Ticari kredi ve mevduat faizlerinin bileşik bazda yüzde 60, tüketici kredilerinin de yüzde 70 civarında fiyatlandığını belirten Karahan, "Mevduat faizlerinde, politika faizi, piyasadaki likidite ve makro ihtiyati politikaların yanı sıra enflasyon ve kur beklentileri de belirleyici oluyor. Uyguladığımız politikaların bir sonucu olarak son aylarda enflasyon ve kur beklentilerinde önemli bir iyileşme yaşandı. Bu iyileşmenin de mevduat faizlerinin son dönemdeki hareketinde belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Para politikası duruşumuz ve makro ihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin Türk lirasına geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Karahan, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek hızda seyretmesinin kritik önemde olduğuna dikkati çekerek, bu yılın ilk çeyreğinde kredi talebinin hızlanmasının, tüketici kredi büyümesinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kaynaklı artmasına neden olduğunu bildirdi.
Bu kapsamda devreye aldıkları makro ihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşu ile ikinci çeyrekten itibaren tüketici kredilerindeki büyümenin zayıfladığına işaret eden Karahan, Türk lirası ticari kredi büyümesinde mart ayında daha bağlayıcı hale getirdikleri aylık büyüme sınırlarının etkili olduğunu belirtti.
Karahan, temmuzda ise Türk lirası ticari kredi büyümesinin aylık büyüme sınırlarının dahi altında olduğunu söyledi.
Söz konusu yavaşlamanın enflasyon beklentilerindeki iyileşme ile uyumlu olduğunu belirten Karahan, şunları kaydetti:
"Firmaların enflasyon beklentilerinin düşmesi, Türk lirası kredi talebini azalttığını gösteriyor. Enflasyon beklentilerindeki iyileşme ile reel kredi maliyetleri artıyor ve firmaların kredi iştahı azalıyor. Bunun sonucunda firmalar ancak daha ucuz maliyetle daha az miktarda kredi kullanıyor. Firmaların enflasyon beklentilerindeki iyileşme ile birlikte yabancı para kredi talebi artıyor. Artan yabancı para kredi talebinin genişleyici etkisini ve reel sektörün kur riskini sınırlamak için bu kredilere mayısta getirdiğimiz aylık büyüme sınırını temmuzda daha da düşürdük. Bu sınırlamaların etkisiyle yabancı para kredilerdeki büyüme yavaşladı ve toplam ticari kredi büyümesi geriledi."
"KKM HEDEFLERİNİN ETKİSİYLE, TÜRK LİRASI MEVDUAT PAYINDAKİ ARTIŞ DEVAM EDECEK"
Karahan, son dönemdeki kredi büyüme gelişmelerinin, finansal koşullardaki sıkılığın dezenflasyon sürecini destekleyecek düzeyde olduğunu teyit ettiğini aktardı.
Kararlılıkla sürdürülen sıkı parasal duruşun Türk lirası varlıklara olan ilgiyi artırdığına dikkati çeken Karahan, "Mart ayından bu yana Türk lirası mevduatın payı yükselerek yıl sonu hedefimiz olan yüzde 50'yi aşarken, kur korumalı mevduatın payı ise yüzde 11'e geriledi. Para piyasası fonlarını da mevduat gibi değerlendirdiğimizde Türk lirası payını daha yüksek hesaplıyoruz. KKM'nin hedefleri ve asgari faizinde atılan adımların da etkisiyle Türk lirası mevduat payındaki artışın devam edeceğini düşünüyoruz." dedi.
Karahan, Türkiye'nin mevcut politika duruşunun, ülkeye yönelik risk algısının iyileşmesini, risk priminin düşüş sürecini de desteklediğini bildirerek, "Mart ayı içerisinde aldığımız kararlarla sıkı para politikası duruşumuz pekiştirilmiş, uyguladığımız politikalara olan güven artmış ve rezerv görünümü iyileşmiştir. Ayrıca bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımları dış finansman görünümünü desteklemiştir. Jeopolitik gelişmeler sebebiyle oynak bir görünüm izlese de risk primi ılımlı seyrini sürdürmektedir." ifadelerini kullandı.
Risk primindeki görünümün, Türkiye'ye yönelik portföy akımlarını desteklemesine karşın haziranda portföy çıkışlarının gözlendiğini dile getiren Karahan, sermaye hareketlerinin temmuzda dengelendiğini söyledi.
Karahan, önceki rapor döneminden bu yana portföy girişlerinin ağırlıklı olarak DİBS piyasasında yoğunlaştığını, off shore swap kanalıyla da girişlerin gözlendiğini aktardı.
Sermaye girişlerinin ilerleyen dönemde jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebileceğine işaret eden Karahan, şu bilgileri verdi:
"Mart ayında yaptığımız ilave parasal sıkılaştırma, yurt içi ve dışı yerleşiklerin Türk lirasına güvenini artırdı ve rezervlere olumlu yansıdı, TCMB taraflı swap bakiyesini 31 Temmuz itibarıyla sıfıra indirdik. Sonrasında sterilizasyon amaçlı olarak ters yönde swap işlemlerine başladık. 22 Mart ile 2 Ağustos arasında brüt rezervler 26,5 milyar dolar artış gösterirken, net döviz pozisyonumuz 93,1 milyar dolar iyileşti. 2 Ağustos itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 150 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz, yurt içinde yaptığımız Türk Lirası karşılığı döviz swapları da dahil ettiğimizde 28,6 milyar dolara yükseldi."
Karahan, dış talebe ilişkin varsayımları 2024 ve 2025 yılları için sınırlı bir miktar güncellediklerini belirterek, "Ham petrol fiyatı varsayımımızı gerçekleşme kaynaklı olarak 2024 yılı için aşağı çekerken, 2025 yılı için büyük oranda koruduk. Gıda fiyatları varsayımımızı ise sabit tuttuk." diye konuştu.
AA