Rica ettiler önce.
Yalvardılar sonra.
"Düşüneceğiz" dedik.
"Bir bakalım" dedik.
Ya "Hayır " dersek diye korktular.
Üzüldüler.
Telaşla kapıldılar.
"Rusya bizi bir saatte yer bitirir"
"Aman ne olur Türkiye'yi ikna edin" diye kapı kapı dolaştılar.
NATO genel sekreteri devreye girdi.
ABD baskı yapmaya başladı.
Birleşmiş Milletler biz rica ettiler.
"Orada teröristler var, bize gönderin" dedik.
Kem küm ettiler.
"Sizde adalet yok, gönderemeyiz" dediler.
Öyleyse "Hayır " dedik.
Rusya Ukrayna savaşına bakıp hop oturup hop kalktılar.
Korkudan ödleri koptu.
Rusya'nın bir gece ansızın üzerlerine çökeceğinden korkup dizlerinin bağı çözüldü.
Uykuları kaçtı.
Ne yapacaklarını bilemediler.
Bizi ikna için batılı üst makamlardan biri geliyor biri gidiyordu.
Sonra kafaları çalıştı.
" Biz de sizin AB'ye girişinize "Evet" diyeceğiz" dediler.
ABD'ye yalvardılar:
"Türkler'in istediği kırk F16 savaş uçaklarını verin, yoksa bunlar bize "Evet" demezler" diye dil döktüler.
"Tamam, istediğiniz teröristleri ve terör destekçilerini size göndereceğiz" dediler.
" Teröristlere mühimmat satmayacağız" sözü verdiler.
"İsveç olarak sizin yanınızda olacağız" dediler.
Topu Macaristan'a atıp gelişmeleri izledik.
Sonunda baktılar ki pabuç pahalı.
Rus’u kapıda.
Amerika uzakta.
Ukrayna savaşarak kendini bitirdi.
Önce destek veren batılılar geri çekildiler.
Ya Ukrayna gibi olursak telaşına kapıldılar.
Olacak gibi değil.
Yalvar yakar rica minnet kapımızda kul oldular.
Topu bu kez TBMM ye attık.
Bir daha moralleri çöktü.
Ve birkaç ay sonra:
" Şimdi bizi iyi dinleyin"
"İstediklerimizi yapacaksınız"
"AB'ye alacaksınız"
"Parasını ödediğimiz uçaklarımızı vereceksiniz"
Ve devletin bilmesi gereken daha birçok isteğimize "Evet" dedikleri için biz de:
" Hadi bakalım "Evet" diyoruz" dedik.
Bekleyip göreceğiz.
Kim kazandı kim kaybetti?
Kim sözünde duracak kim iki yüzlü davranacak?
Kim kalleş kim sahtekâr göreceğiz.
Kendi öngörüşlerine göre büyük savaş ve işgal kapılarında.
Bekliyoruz...