Son dönemlerde yaşadıklarımıza bakınca inanın belki de hepimiz aynı soruyu soruyoruzdur öyle değil mi? Ne ara biz böyle bir toplum olduk? Ne zaman bu hale geldik ve nereye kadar böyle devam edecek bu gidişat?
***
8 Yaşındaki Narin'le başlayıp 2 yaşındaki Sıla bebek ile devam eden kepazelikler...
***
Allah'tan Müslüman bir ülkeyiz(!) Ya Müslüman bir ülke olmasak her halde kundaktan başlayacağız. Tövbe Tövbe! Sorulduğu zaman Müslüman’ım demek yeterli olmuyormuş demek ki.
***
Kimliklere de yazılması yeterli değil elbet. Aslolan o Müslümanlığı tam manası ile yaşayabilmek, anlayabilmek ve uygulayabilmek olmalı. Kıblenin yönünü bile bilmeyenler hem sözüm ona Müslüman’ım der ama bir taraftan da ahlaksızlık yapmaktan geri durmazlar.
***
Aslında işi dine evirmek ne kadar doğru onu da ayrı bir sorgulamak lazım. Bu tür ahlaksızlıkların elbette dini, imanı, mezhebi, partisi olmaz. Öncelikle insan olabilmek daha önemli de son dönemlerde yaşadığımız bunca olaydan sonra bazı aklı evvellerin olayları dine dayandırdığını üzülerek görebiliyoruz maalesef.
***
Tüm bunlar yaşanırken bazılarının (etkili, yetkili olanlar) çıkıp buna karşı bir kaç kelam ermesi gerekmez mi peki? Ahlakını yitirmiş toplumların geçmişte helak olan Lut Kavmi’nden beter olacağı anlatılmaz mı mesela?
***
Narin'in cenaze namazını kıldıran o müftünün "Bu musalla taşında yatan bizim insanlığımızdır" sözü aslında her şeyi ne de güzel özetliyor değil mi? Ama biz toplum olarak o söz üzerinden ders çıkarabilir miyiz yerine kim kiminle fingirdeşmiş onu çıkartma peşinde koşuyoruz.
***
İşte o koşturma esnasında da insanlığımız maalesef ya yolda düşüp kayboluyor ya da biz çok hızlı koştuğumuz için bize yetişemiyor. Bu evlatlarımıza yapılan artık milat olsun.
KUTU
SON SÖZ
Yasa değişecek yasa, kanun değişecekse kanun ama artık nasıl bir adım atılacaksa hızlıca atılsın ve kurunun yanında da yaş da yanmasın. Değilse hepimiz helak olacağız helak!