Meclis’te öyle isimler var ki ‘halkı temsil etme’ denilen konunun çok uzağında oldukları her hallerinden anlaşılıyor.Hele konuştuklarında ‘başkası adına utanma’ hissi kaplıyor her zekâ sahibini…
Toplantı yine katılanları sıkan, uzun gündem dışı konuşmalar ve gereksiz tartışmalara sahne oldu.
Konular; demokrasi tacirliği, din tüccarlığı, Atatürk istismarcılığı, ‘milli ve manevi değerler’ üçkağıtçılığı, Meclis’in saygınlığı, blablabla…
Bir vatandaş izlese eminim ‘yahu bu konular size mi kaldı? İşinize bakın, rolünüzü büyütmeyin’ derdi ya neyse ki yayınları yine kimse izlemiyordu…
Bakın, sözüm ona o çok saygın denilen Meclis’te nasıl bir laf edildi…
Toplantıda yersiz gevezeliklerin ötesinde bir zihniyet problemi olarak ele alınması gereken sakıncalı ve sorunlu ifadeler vardı. Bunların başında da Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in açıklamaları geliyor.
‘Yok öyle bir şey’, ‘Böyle bir şey olmaz’ gibi laflarla hitabet zayıflığını geçiştiren Sayın Bozbey’in ‘Batı Katı Atık Entegre Tesisi’ hakkındaki açıklamaları vahimdi.
Batı Katı Atık Entegre Tesisi ile proje hazır, Çed alınmış, ihale aşamasına gelinmişti ama göreve gelen Bozbey, hepsini iptal etmişti.
Sonra Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Hamitler’deki çöp depolamanın Karacabey Muratlı’ya taşınacağını duyurdu.
Geçen haftalarda da Muratlı halkı ve Karacabey kamuoyu bu duruma tepkisini dile getirdi.
Hukuk Komisyonu Başkanı Armağan Elçin, konu Meclis gündemine taşırken konuya ilişkin belirsizliğe vurgu yaparak hem Hamitler hem de Muratlı halkının Bozbey’den soyut değil somut açıklamalar beklediğini söyledi.
Elçin, Muratlı’daki ormanlık alanda çöplük kurulmasının hem bilimsel hem de hukuki olarak mümkün olmadığını belirterek “Bilme bakacağız şeklinde soyut söylemlerde bulunuyorsunuz. Bilimi önemsiyor olsaydınız daha önce alınmış iki bilimsel raporu, Çed raporunu ve mahkeme kararlarını görmezden gelmek yerine Kuruçeşme’de bu işlemi başlatmış olurdunuz ve çoktan yol almış olurduk” dedi.
Bozbey, Elçin’in gündeme getirdiği önceki yönetimce Batı Katı Atık Entegre Tesisi için alınan ‘bilimsel raporlar’ hakkında ilginç bir ifade kullandı:
Raporlar vesaire. O raporların nasıl alındığı ve onaylandığını bir fiil içinde olanlar söyledi bana.
Kent kamuoyunun Belediye Başkanı Bozbey’e bu raporların nasıl alındığını sorması gerek!
Sayın Bozbey, neyi kast etmektedir? Nasıl alındı Sayın Bozbey? Size kim ne söyledi? Açıklayınız!
Ülkenin 3 saygın üniversitesinden bilim insanlarınca hazırlanan raporlarla ilgili olarak Sayın Bozbey’in bu cümlesinden ne anlamalıyız?
‘O raporların nasıl alındığını ve onaylandığını’ ifadesiyle bilimin parayla satın alındığı mı kast ediliyor?
Şayet böyle bir kasıt varsa o raporlara imza atan akademisyenler de zan altındadır.
Bursa Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden uzman akademisyenlerce yapılan çalışmalar neticesinde Kayapa/Kuruçeşme belirlenmişti.
Sayın Bozbey’in bu ifadesiyle bu üç üniversite de söz konusu raporda imzası bulunan akademisyenler de şaibeli ve hatta zanlı durumuna düşmüştür.
Sayın Bozbey’in şayet satın alınmayı kast ediyorsa kamu adına bu raporlara karşı hukuki yola başvurması gerekmez mi?
Söz konusu ifadeyle ilgili 3 üniversitenin de raporda imzası bulunan akademisyenlerin de ya kamuoyu nezdinde hesap vermesi ya da kendilerine yönelik bu açıklamaların izahını veya hesabını sorması şarttır.
Sayın Bozbey, o raporlarla ilgili ‘nasıl alındığını biliyorum’ ifadesiyle oluşturduğu şaibede şayet parasal bir durumu kast ediyorsa ve gerekeni yapmıyorsa bunun hukuki açıdan da önü ardı aranmalı kamunun haklarını savunmakla görevli yargı kurumu devreye girmelidir.
Umarım Sayın Bozbey, bunu kast etmemiştir şayet ettiyse etrafına topladığı fiyatı olanlardan edindiği alışkanlıktan olsa gerek bilime ve akademisyenlere dönük böyle bir yakıştırma yapma gafletine düşmüştür.
Şayet Sayın Bozbey, ülkemizin saygın üniversitelerinin seçkin akademisyenlerince hazırlanan raporların parayla alındığını kast ediyorsa kendisinin aldığı bilimsel raporların parayla almadığını nasıl ispatlayacak bu da ayrı bir paradokstur.
Bir başka dalalet ise Meclis’te Sayın Bozbey’e bunun sorulmaması ve bu sözlerinin ıskalanmasıdır.
Meclis’te net bir muhalefet temsili olduğunu söylemek zor. Birkaç yersiz ve anlamsız çıkış var o kadar. Özellikle AK Parti Grubu’nun yerelden çok genel politikalara odaklı tepkiselliği ilginç.
Yani CHP Grubu, ‘Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınması siyasi bir karardır’ deyince AK Parti grubu hareketleniyor ama geçmişte kendi yönetimleri döneminde belediyede yapılan işlere yönelik eleştirilere kulak tıkıyor.
Devamlılık, devlette olduğu gibi siyasette de önemli olmalıdır. Meclis’ten ‘kent yararı’ diye konforlu bir yerden bakarak ‘oy çokluğu’ veya ‘oy birliğiyle’ geçirdiğiniz kararlar, gün gelir bıldır ki hurmalar oluverir…
Örneğin Bozbey, “Bursa’da yıllar sonra milli ve manevi bayramlar büyük coşkuyla kutlandı” dedi. AK Parti Grubu, yanıt dahi vermedi…
Herhalde neler yapıldığını unuttular. Tavsiyem bursa.bel.tr’ye girip haber arşivinde milli ve manevi bayramlarda neler yapıldığına bir baksınlar…
Sonra Sayın Bozbey’e ‘Yeni Yıl Meydanı da milli ve manevi günler kapsamında yapılan bir etkinlik herhalde?’ diye sorsunlar…
Saygıyla…