Millete hakaret eden Dilruba Kayserilioğlu’nu protokole oturtan Özgür Özel’i çok eleştirdik.

Hakaret, küfür ve bayağı tavırlar normalleştiriliyor hatta ödüllendiriliyor dedik.

Dün yapılan kurultayda gördük ki CHP’de “kabalık” çoktan bir gelenek halini almış. Tıpkı her kurultayda olan kavga dövüş olayları gibi…

CHP tüzük kurultayının adını bu kez “değişim” olarak belirledi. Ancak değişen bir şey olmadı. Bir CHP kurultayı daha kavgayla sona erdi. 

CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum'un "Kılıçdaroğlu nerede?" sorusuna CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir “Haddinizi bilin ulan” sözüyle karşılık verince gerginlik tırmandı. 

Sonrası kargaşaydı. 

Dilruba’yı AK Parti seçmenine hakaret ettiği için Atatürk’ün kızı olarak niteleyenler onu partinin protokolüne oturtmuştu. 

Küfürsever Dilruba Kayserilioğlu için uygulanan prosedür acaba dünkü olaya karışanlara da uygulanır mı? 

Parti içinden birileri Dilruba’ya sahip çıktıkları gibi kurultayda birbirlerine “ulan” diye bağıranları da ödüllendirir mi? 

Her krizde Atatürk’ün partisiyiz klişesine sığınanlar kurultayda birbirlerine kaba sözlerle saldıranları Atatürk’ün oğulları ilan eder mi?

*

Huylu huyundan vazgeçmez 

Bir süredir Polat ailesinin görgüden son derece uzak paylaşımlarına maruz kalmıyorduk.

Hapishane günlerinde Polat'ların sosyal medya hesapları sessizdi. 

Dün gördük ki cezaevi tecrübesi de uslandırmamış onları.

Sosya medyanın doğru kullanımı konusunda ilerleme kaydedememişler.

Engin Polat'ın tahliyesi ile birlikte yine kendilerini hiç frenlemeden video ve fotoğraf bombardımanı yaptılar.

Ruhsal örselenmişliklerini örtbas etmek için yaptıkları  abartılı paylaşımlardan biri Dilan Polat'ın kardeşi Sıla Doğu'ya aitti.

Sıla Doğu, içinde bulunduğu lüks aracın sunroof'undan kafasını çıkartıp tahliye diye çığlıklar attı. Fonda da bir neslin travması olan enerci isimli şarkı vardı.

Aynı aracın içerisinde bir de avukat bulunuyordu.

Hiçbirinin mi aklına gelmedi bu tehlikeli hareketin tepki çekeceği?

Görgüsüzlük ve sorumsuzlukta akla gelen ilk adres olmaya yeminli gibilerdi.

Dilan Polat ise en başından beri yaptığı gibi yine aile, çocuk ve gözyaşı üçgenine sığındı.

Çocuklarına sarılıp öptüğü anları yayınlayıp "şükür" paylaşımları yaptı.

Yine her şeyleri çok abartılıydı.
*
Dilan Polat'ın açıklamaları da izleyen herkese "Biz şu an ne izliyoruz" dedirtti.

"Çok mutluyum ailemiz tekrar bir araya gelecek" diyen Dilan Polat ailesini ve çocuklarını keşke bu işlere girmeden düşünseydi.

"Çok fazla iftira atıldı. Çok fazla lekelendik" diyen Dilan Polat telefon kamerasından insanlara tükürürken kendi kendini lekelediğinin keşke farkında olsaydı.

"Allah'a tahliye için çok dua ettim, çok şükür" diyen Dilan Polat keşke helal yoldan para kazanmak için dua edip hakkıyla kazandığına şükretseydi. 

Tahliye kararıyla özgüven depolayan Polat ailesinin yeni skandalları da gecikmez gibi...