Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, seçildiği günden bu yana belediye kadrolarına ‘üst düzey liyakatli’ atamalarına bir yenisini ekledi.
Şüphe yok, Bozbey liyakatten anlıyor.
Kuşku yok, Bozbey kadroları liyakatli isimlerle tanzim ediyor.
İşte son ataması da bunun ispatı!
Mazbata töreninde Bozbey’in amigosu gibi davranan Bursa İl Seçim Kurulu Müdürü Mehmet Us, Büyükşehir’e daire başkanı oldu.
Tam da yerine denk gelmiş bir atama!
Esasen Bozbey’in ‘Basın ve Yayın’dan ne anladığını gösterir bir atama!
Acaba Mehmet Us’un ‘Basın ve Yayın’ ya da ‘Halkla İlişkiler’ konusunda eğitimi var mı? Kesin vardır…
Yoksa bile önemli değil!
Nasılsa Basın ve Yayın’dan beklenen yaranma, yamanma ve yalakalık…
Malum bazıları da bu konuda maharetli!
Aslında daire başkanlıklarının adını da bu şekliyle yeniden düzenlemek gerek ya neyse!
Us’lu olan kazanır!
***
Önceki dönemlerde her daire başkanı ve şube müdürünün özgeçmişlerini görürdük. Ki aslında o dönemlerde de ilgili alanla eğitimi olmayanlara rastlıyorduk. Ama böylesi bir başka!
Yeni dönemde neredeyse hiçbirinin özgeçmişi yazılmıyor. Neden acaba?
Yahu şu özgeçmişleri yükleyin de görelim kim liyakat ehli?
İletişim fakültesi onlarca genç ya işsiz ya da asgari ücretin altında emek sömürüsüne maruz kalırken iletişimle uzaktan yakından alakası olmayanların koltuk işgali çok yönlü bir zarara neden oluyor!
Hem kent kaybediyor hem gençler hem kurum hem de toplum…
***
Devletin bu abuk ve yamuk duruma acil bir düzenleme yapması gerek!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın ülkedeki onlarca ‘iletişim fakültesi’ mezunu gencin hakkını korumasını bekliyoruz.
Kamu kurumlarında ‘basın’ adı altındaki hiçbir birimde iletişim fakültesi mezunu olmayanın istihdam edilmemesinin sağlanması gerekiyor.
Yazdıklarımı kişisel bir beklentiymiş gibi algılamayın!
Hiç KPSS’ye girmedim. Memur olmayı da hiç hayal etmedim. Hep meslekte kalma mücadelesi verdim.
Aşağıdan gelen eğitimli gençlerin, eğitimsizlerce işgal edilmiş koltuklara erişmesinin önü açılmak zorundadır!
Bunun için de meslek ve meslektaş örgütlenmesinin yasal ve bağlayıcı bir çerçeveye oturtularak ‘oda’laşması sağlanmalıdır.
İrili ufaklı hemen her mesleğin odası varken gazeteciliğin sahipsiz, ilkesiz ve pespaye halde bırakılması ülke genelinde yaşadığımız birçok iletişim krizinin temel kaynağıdır.
***
İletişim mezunu olup işsiz kalmışlara ve emek sömürüsü altında ezilen işsiz adayı gençlere saygıyla…