Göreve başladığı günden bu yana ‘istikrarlı kadro’ üzerinde duran Emre Belözoğlu, Anadolu ekiplerine karşı büyük bir avantaj sağladığı bu anlayışla şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe karşısında ise adeta sahadan silindi.
Sarı-Laicvertliler karşısında özellikle savunmada yokları oynamalarının ardından lider Galatasaray karşısına ayrı bir anlayışla sahaya çıkıldı. 3 stoper ve 3 mücadele gücü yüksek orta saha oyuncusunu aynı anda sahaya süren Emre Belözoğlu, bir anlamda ezber bozdu.
Maçın ilk 4-5 dakikasında bocalamasına karşın ritmi tutturan ve rakip kalede tehlike yaratan Antalyaspor’un, Safouri ve Soner Dikmen’in biraz becerikli olması halinde öne geçmesi işten bile değildi.
İlk 30 dakika içerisinde Galatasaray’a karşı önemli bir duruş sergileyen Antalyaspor’u durduran isim, haftalardır Galatasaray’ı adeta tek başına sırtlayan Victor Osimhen oldu. Morata’nın asistinde topu boş kaleye yollayan Nijeryalı, Antalyaspor’un bir anlamda bütün direncini kırdı. İlk yarının duraklama dakikalarında gelen iki gol de tamamen maçı bitirdi.
Fenerbahçe karşısında olduğu gibi Galatasaray mücadelesinde de Antalyaspor ilk yarıda maça havluyu attı. Elbette ki Antalyaspor’un bu iki takım karşısında alacağı puan ya da puanlar, ekstra olacaktı ki bu başarılamadı.
Emre Belözoğlu, farklı bir yol denedi o da çıkmaz sokağa bağlandı. Önemli olan Emre Belözoğlu’nun zorlaması, çalışması, geri adım atmamasıydı.
Ancak burada büyük sorun olarak önümüze çıkabilecek durum; Antalyaspor’un kaybetmesi değil, gol atamaması. Geride kalan 26 maçın 18’inde kalesinde gol gören ve ciddi anlamda savunma zafiyeti bulunan Galatasaray’a karşı gol atmak bir yana, “Bu da kaçar mı” denebilecek bir pozisyon bile bulunamadı.
Buradan gerekli dersler alınıp, asıl hedefe odaklanmak gerekiyor.
Şimdi 4 günlük bir izne çıkacak Antalyaspor’un asıl hedefi bundan sonra üst üste oynayacağı Alanyaspor ve Samsunspor mücadeleleri olmalı. Asıl motive olunması gereken karşılaşmalar bunlar.