Gazze’de can kaybı 41 bin 252’ye yükseldi Gazze’de can kaybı 41 bin 252’ye yükseldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekatı'nın 50. yıldönümünde sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Buradan adanın dört bir yanındaki kardeşlerime şahsi selamlarımızla birlikte 85 milyonun selam ve sevgilerini özellikle iletmek istiyorum. Bizleri bağrınıza bastığınız muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Sözlerimin hemen başında yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyorum. Vatan için bayrak için istiklal ve istikbalimiz için toprağa düşen yiğitlerin aziz ruhları şad olsun. Kıbrıs Türk'ünün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerimizin ellerinden öpüyor her birine şükranlarımı sunuyorum. Rabbimden sağlıklı hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum. Yine bu vesileyle Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarları olan Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı Profesör Doktor Necmettin Erbakan'ı son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türkleri'nin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderlerine merhum Doktor Fazıl Küçük ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Kuzey Kıbrıs'ın hürriyeti için "Allah Allah" nidalarıyla omuz omuza çarpışan kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve Mücahitleri de burada bir kez daha kemali edeple yad ediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı yürekten tebrik ediyorum. Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim; Bugün tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz. Anavatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız Türkiye'nin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Bugün burada bulunmamız Türkiye'nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir. Canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil, aynı zamanda Hazreti Osman'ın sahibinin bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz.

Varlıklarıyla Kıbrıs Türk'üne cesaret aşılayan ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hasseten teşekkür ediyorum. Milli meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin diyorum.

Bugün burada sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihi gerçekleri bir kez daha haykırmak için de bulunuyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı'nın ne için yapıldığını, Türkiye'nin böyle bir kararı ne için aldığını daima akılda tutmak zorundayız. Bakınız 1963 1974 yılları Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3'lük bir kısmına hapsediildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demekti. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA'nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyordu. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı. Katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türk'ünün varlığına kasteden insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştı.

Editör: Özge Toptaş