Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Son zirvemiz G20'nin küresel meselelerin çözümündeki önce rolünü bir kez daha teyit etti. Bizim de güçlü destek verdiğimiz Afrika Birliği'nin daimi üyeliğe kabulü ile G20'nin nüfus alanı daha da arttı. Kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 bildirgesinde kınanmasını son derece isabetli bulduk. Yeni Delhi sonrasında takibini yapacağımız unsurlardan biri de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesiydi. Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır.

Kalkınmanın temel unsurlarından bir diğeri toplumun tüm bireylerinin bu mücadelenin bir parçası haline getirilmesidir. Bu anlayışla bildiğiniz gibi 2015 dönem başkanlığımız sırasında kadın 20 grubunun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz kadının güçlendirilmesi çalışma grubu ile Antalya'da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.

"İSRAİL 14 BİN SİVİLİN EN TEMEL HAK OLAN YAŞAMA HAKKINI ELİNDEN ALDI"

Yeni Delhi zirvesinden bu yana G20 ülkeleri olarak karşılaştığımız sınamalara sürekli yenileri ekleniyor. Ukrayna'daki savaş devam ederken, 7 Ekim'de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Biliyorsunuz 2 gün önce 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. 7 bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bu günü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi bu çocuklarla birlikte 14 bin sivilin en temel hak olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı. Ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı.

"LİDERLERİ SİVİL ÖLÜMLERİNE KARŞI AYNI TEPKİYİ VERMEYE DAVET EDİYORUM"

Bakan Yerlikaya 35 yıl önce PKK’nın katlettiği 28 kişiyi andı Bakan Yerlikaya 35 yıl önce PKK’nın katlettiği 28 kişiyi andı

Hatta bugüne kadar varlığını hep inkar ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulunacak kadar kontrolü kaybettiler. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği üzere bu yaşananların hiç biri kendini savunma hakkı ile açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bunları yapanlar insanlığın vicdanı ile birlikte uluslararası hukuk önünde de muhakkak hesap vermelidir. Biz hiç bir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmüyoruz. Buradaki tüm liderleri de İsrailli, Filistinli, Yahudi, Müslüman, Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet ediyorum.

"TÜRKİYE OLARAK GARANTÖRLÜK DAHİL SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ"

Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Son olaylarla birlikte 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan İsrail ile yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasının ehemmiyetini hep birlikte tekrar gördük. Sizleri bu kapsamda iki devletli çözümün tesisi için de insiyatif almaya çağırıyorum. Biz Türkiye olarak garantörlük dahil kurulacak yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız. Bölgeye yönelik insani yardımlarımızı da devam ettiriyoruz. Bugüne kadar Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş'e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yararıların Türkiye'ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze'ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum.

Editör: Özge Toptaş