Bir rüzgar eser ağaçlar sallanır; çürük olanlar yıkılır, savrulur gider. Yarla ağyar birbirinden ayrılır. Budanmış çınar daha taze, daha yeşil ve daha gür olur. Bir şirket on yıldan önce oturamıyor. Hatta on yıl bile yetmiyor. Dürüst sallanır fakat yıkılmaz!
***
İnsan konuşurken öfke ve sinir destekli sesini yükseltirse tansiyon yükselebilir. Karşısında bulunan insanlarla olan irtibatı, iletişimi sıfırlanabilir. Yüzde yüz haklı bile olsak dengeli konuşmalıyız ki vücudumuzdaki dengeler ve dostların kalbindeki değerler kayıp olmasın.
***
‘Annen babandan sana ne kaldı?’ diye sual edenlere ‘hiçbir şey’ diyenleri çok gördüm. Fakat: ‘Annemden babamdan Allah (cc) razı olsun! Beni ateşe düşürüp yakmamışlar, suya düşürüp boğmamışlar. Dinimizi de öğretmişler, yetmez mi? Mevla’ya şükür sıhhatimiz de yerinde, çalışıp gidiyoruz’ diyenleri az gördüm.
***
Cılk yumurtayı bile bile satın alıp da tavada pişirip yiyeni hiç duymadık. Fakat dinsizlik kokan, şehvet saçan hain yahudinin filmlerini çoluk çocuğuna seyrettiren; kitaplarını, gazete ve dergilerini okutturan zavallı anne ve babaları maalesef çok gördük ve duyduk.
***
Şu mübarek günlerde mukabele, Kur’an-ı Kerim okuma yarışması ve faydalı programlar izlemek varken milletin ahlakını bozan; şarkıcı mı manken mi ne olduğu belli olmayan, yarı çıplak bile diyemeyeceğimiz çıplak kadınları izlemek nedir? Ne anlarız ne kazanırız?
***
Tilkinin kırk masalının kırkı da tavuk üstüneymiş. Acaba bizim kendini bilmez, Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz erkeklerimizin de kırk hikayesi var kırkı da çıplak kadınlar üzerine mi? Cenab-ı Hak hepimize şuur ve hidayet versin (amin)!
***
Biz gerek dünya işlerinde gerekse cami saflarında yan yana gelip kardeşçe yaşayamadık. Gerçi sonunda birleşip yan yana geldik ama nerede? Heyhaatt! O da kabirlerimizin yan yana kazılmasında.
***
Biz zannederdik ki ilkokuldan başlayıp tahsil hayatı boyunca talebenin çalışmasına ‘dirsek çürütmek’ denir. Meğer on beş yaşından başlayarak icabında bir hayat boyu masalarda iskambil ve diğer vakit öldürücü şeylerle oyalanmaya dirsek çürütmek, hayatı bitirmek denirmiş.
***
Ömür boyu talebe okutan, millete vaaz ve nasihat eden, topluma örnek olarak yaşayan, kitap yazan ve bu aziz millete kalıcı bir eser bırakmak için çırpınan azizlere hayranlığımı ifade ediyorum.
SON SÖZ
Anadolu Türk İslam geleneğinde olanın olmayana borcu vardır. Kendisini ziyarete gelene ziyafet çeker. Halkımız parası çok olana değil de elindeki imkanları paylaşmasını bilene ‘AĞA’ der. Eğer olan olmayana sahip çıksa idi bu güzelim memleket bu hale gelir miydi?