Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin tarıma etkileri ve alınması gereken önlemlerle ilgili konuştu. İklim değişikliğine karşı önlemlerin zor ve küresel çapta tartışmalı bir konu olduğunu vurgulayan Özçatalbaş, tarım sigortasının ise bu süreçte büyük bir destek sağladığını belirtti. Özçatalbaş, iklim değişikliğine uyum politikaları kapsamında çiftçilerin alabileceği önlemler olduğunu vurgulayarak, tarım sigortasının önemini dile getirdi. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın dolu, aşırı yağış gibi doğal tehditlere karşı tarım sigortası desteği sunduğunu hatırlatan Özçatalbaş, “Ödenen primin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanıyor. Bitkisel üretimde don gibi risklerde ise bu destek yüzde 66’ya kadar çıkıyor. Bu nedenle çiftçilerimizin, ürünlerini güvence altına almak için tarım sigortasından yararlanmaları çok önemli” dedi.
DEVLETTEN TARIMA DESTEK TAM
Türkiye’de son 5 yılda tarım sigortaları kapsamında çeşitli doğal tehditlere karşı çiftçilere 10 milyar TL’lik ödeme yapıldığını belirten Prof. Dr. Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” diye konuştu.
KIRSAL KALKINMADA YÖRESEL ÜRÜNLERİN ÖNEMİ
Yöresel ürünlerin kırsal kalkınmaya katkı sağladığına da değinen Özçatalbaş, “Antalya başta olmak üzere ülke genelinde yöresel ürünlerin tanıtımı ve katma değer kazanması için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen YÖREX Fuarı, Türkiye’nin 76 ilinden yaklaşık 500 firmanın katılımıyla bu konuda büyük bir buluşma oldu” dedi. Özçatalbaş, yöresel ürünlerin coğrafi işaretle korunarak kırsal kalkınmaya büyük katkı sağlayabileceğini belirterek, “Ticaret sanayi odaları, ticaret borsaları gibi kuruluşlar bu sürece dahil oldular ve bunların altında yer alan firmalar hem güvenli bir şekilde o bölgenin gerçek yöresel ürünlerini taşımak hem de tanıtmak ve markalaştırmak yönünde çaba içerisinde oldular” diye kaydetti. Özçatalbaş, coğrafi işaretin, tarımsal ürün üreten çiftçilerin üretmiş oldukları ürünleri katma değerine dönüştüğünü ifade etti.
“YEREL ÜRÜNLERİN TESCİLİ ÖNEMLİ”
Türkiye’nin 1169 coğrafi işaretli ürüne sahip olduğunu ve bu sayının artmasının kırsal kalkınma için büyük bir potansiyel yarattığını belirten Özçatalbaş, “Sadece bu ürünleri tescil etmek değil, üretim ve tüketim alışkanlıklarını da destekleyerek pazar oluşturmak, Türkiye için büyük bir fırsat” ifadelerini kullandı. Küresel ölçekte 300 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturan yöresel ürünlerin, Türkiye’nin kırsal kesimdeki aileler için önemli bir geçim kaynağı olabileceği vurgulandı. Özçatalbaş, “Avrupa Birliği'nden alınan coğrafi işaret sayısının 27 kadar olduğunu Dolayısıyla bunun daha da arttırılması performans yaratmasına yönelik olarak ciddi potansiyelimiz var. Bunu gerçekleştirdiğimizde yani sadece söz konusu ürünleri tescil ettirmek ve coğrafi işaretlendirmek değil, onun ötesinde üretimi artırmak, üretim alışkanlıklarını daha doğrusu tüketim alışkanlıklarını da bununla destekleyerek ciddi ölçüde bir pazar oluşturmak söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.