Tüm canlıların hayatını olumsuz etkileyen hava kirliliği, dünya için tehlikeli bir sorun haline geldi. Teknolojinin gelişmesi ve sanayi kuruluşlarının hayatımıza giresiyle birlikte hava kirliliği oranı her geçen gün artarak devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) araştırmalar neticesinde Türkiye’de temiz hava standartlarına uyan şehir kalmadığını paylaşırken temiz havaya ulaşılamama sorunu üzerine değerlendirmelerde bulunan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Güray Doğan, “Temiz hava eylem planı yeterince etkin bir şekilde uygulanamıyor. Burada Çevre Şehircilik ve İlkim Değişikliği İl Müdürlükleri genel olarak sorumlu dururken, eylemelerden sorumlu kuruluş aslına belediyeler olarak görülüyor. Dolayısıyla burada işi yapan ile sorumlu olan kurumlar arasında belirgin bir farklılık var. Temiz havaya ulaşamamamızın önündeki en önemli etken bu” diye konuştu. Temiz havanın iyileştirilmesi konusunda konuşan Doğan, “Tüm kentlerin bir plan açısından değerlendirilmesi gerekiyor ve burada kentin ekolojisi ile ekonomik olarak bağımsız aktivite yapabilme kapasiteleri oluşturulması gerekiyor. En önemli husus aslında ekolojik ve ekonomik olarak bağımsız kentlere ulaşmamız gerektiği” ifadelerini kullandı.

“KENTLEŞMEYİ BAŞTAN YAPMAMIZ GEREKİYOR”

Hava kirliliğinin önüne geçilmesi noktasında neler yapılacağını söyleyen Doğan, şunları kaydetti:

“Ülkemizde kentleşmeyi baştan yaratmamız gerekiyor. Bir faktör evsel ısınma, bu kentlerimizde özellikle kış aylarında önemli olarak yaygın bir kirliliğin sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Limanlar, sanayi tesisleri ve bunların etrafında yer alan yerleşim bölgelerinde de kirlilik sevilerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla limanlar ve sanayi tesislerinin etrafında da yerleşimlerin sınırlandırılmasının gündeme gelmesi gerekiyor. Bir diğer faktör ise tarımsal emisyonlar, bunlarda da özellikle seraların ısıtılması gibi faaliyetlerde temiz enerji kaynaklarına yönlendirmek gerektiği kanaatindeyim. Öte yandan açık alanlarda gübreleme faaliyetleri gerçekleşiyor. Bu gübreleme faaliyetleri sonucunda da farklı emisyonlar meydana geliyor atmosfere yayılan. Bunların da kontrolü oldukça güç. Bunların kontrolünün sağlanması adına gübreleme ve ilaçlama faaliyetlerinin de daha kontrollü bir şekilde ele alınması gerekiyor.”