Gelecekte kadını daha zor yaşam koşulları bekliyor

Kabul edelim.

Abone Ol

Dünya alışılmadık felaketler, büyük kayıplar, öngörülemeyen doğa olayları yaşıyor. Bakınız Libya, Fas, Yunanistan…

Farkında mısınız ne kadar gelişirse gelişsin, teknoloji bunca insanın ölümüne engel olamıyor.

Diyebilirsiniz ki bu teknolojinin değil insanın sorunu,  suçu.

Evet doğru.

Sorun insanda ve sonuçları insan da dahil tüm doğayı etkiliyor

Ancak bizim yeni olmayan ve eskiyecek gibi de görünmeyen başka bir felaketimiz var: Kadın sorunları

7 Eylül’de yayımlanan, Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu tam da buna işaret ediyor.

Sonuçlar çok çarpıcı ve hiç umut vaat etmiyor.

Örneğin,

Raporda, mevcut hızda ilerlediğimiz takdirde, 2030 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde 8’ini oluşturan 340 milyondan fazla kadın ve kız çocuğunun aşırı yoksulluk içinde yaşayacağı öngörülüyor.

Rapor, liderlik pozisyonlardaki kadınların oranının değişmediğini gösteriyor: Parlamentolarda yüzde 27,6, yerel yönetimlerde yüzde 35,5, iş dünyasında üst düzey pozisyonlarda yüzde 28,2 oranında kadın bulunuyor.

Bu yıl ilk kez, iklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerine de yer verilen raporda, iklim krizinin 158 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluğa itebileceği tahmin ediliyor.

Yaşlılığa da değinen rapor, yaşlı kadınların yaşlı erkeklere göre daha yüksek oranda yoksulluk ve şiddete maruz bırakıldığını gösteriyor.

2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesini sağlamak için acil bir şekilde somut adımlar atılması gerektiğini vurgulayan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu”, bunu başarmak için yıllık ek 360 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin, raporda vurguladığı diğer veriler korkutucu:

-İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkacak gıda güvensizliği, 236 milyon kadın ve kız çocuğunu ve 131 milyon fazla erkek ve oğlan çocuğunu etkileyebilir.

-Dünyadaki hiçbir ülke, yakın partner şiddetini tamamen ortadan kaldıramamıştır. (Yani şiddet en yakınımızdaki kişiden geliyor, tüm dünyada aynı)

-Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlenmesini sağlamak için kapsamlı sistemlere sahip olan ve bu alanlarda bütçe ayırabilen ülke sayısı sadece 27'dir.

-Çatışmalardan etkilenen kadın ve kız çocuklarının sayısı önemli ölçüde artmıştır. 2022’de bu rakam 614 milyona yükselmiştir. Bu, 2017’deki rakamdan yüzde 50 daha fazladır.

-Mevcut hızla ilerlediğimiz takdirde, 2030 yılında tahmini 110 milyon kız çocuğu ve genç kız eğitimden mahrum bırakılmış olacaktır.

-Kadınlar ve erkekler arasındaki iş gücü ve gelir uçurumu hala yüksek seviyededir. Dünya genelinde erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık olarak kadınlar 51 sent kazanmaktadır. İş yaşamının en verimli dönemindeki erkeklerin yüzde 90’u iş gücüne katılırken, bu oran kadınlarda 61,4’tür.

-Mevcut ilerleme hızında, bir sonraki neslin kadınları ortalama olarak erkeklere göre günde 2,3 saat daha fazla ücretsiz bakım ve ev işi yapacaktır.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu”, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmanın giderek daha zor olacağını vurguluyor.

Gördüğünüz gibi işimiz zor sevgili okur.

Raporda zor olacağından bahsedilen değerler aslında dünyanın geleceği.

Ve gelecek, kadın ve kız çocukları ile yaşlılara giderek daha zor yaşam şartları, ekonomik koşullar öngörüyor.

Çare var mı? Mutlaka.

Kaybettiğimiz zamanı telafi edebilir miyiz?

Maalesef !

{ "vars": { "account": "G-2WKLC3DMKW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }