Türk sanatının ün yapmış alanlarından birisi de taş işçiliğiyle zirveye ulaşan mezar taşlarıdır. Hayatın doğum, evlenme, ölüm gibi üç ana döneminden biri olan ölüm çevresinde gelişen bu sanat dalının seçkin örneklerinden oluşan bir uzantısı Antalya’da karşımıza çıkar. Öyle ki Antalya’da mezarlıklar bir nevi açık hava müzesi vizyonu görevini yürütür.
***
Bazı toplumların inanç temelinde bir son ve bitiş olan ölüm, biz Türkler için yeni ve güzel bir dünyaya açılan saadet kapısıdır, sonsuzluk âlemine giden nurlu pencere, kabir ise ''cennetten bir bahçe''dir. Bana göre medeniyetimiz biraz da bu mekânlarda kendisini gösteriyor. Zira mezarlıklar, yüksek sanatlarımızın seçkin örnekleriyle dolu. Mimarî, süsleme ve hat sanatları, mezar taşlarında zirveye çıkmış; insanımızın beşikten mezara kadar sanatla iç içe olduğunu net bir şekilde kanıtlamıştır.
***
Özellikle taşa işlenen sembolik ifadeler, meyve ve çiçek tasvirleri ziyaretçileri ölümün kasvetli hissiyatından uzaklaşarak nadide bir çiçek ve meyve bahçesi iklimine taşır. Bu konuda anlamlı bir anekdot aktarayım size. Şöyle ki; ünlü Fransız şairi Theophile Gautier “İstanbul” adlı kitabında Osmanlı mezarlıklarını gezerken yaşadığı duyguları Hristiyan mezarlıklarıyla kıyaslarken şunları ifade ediyor: “Nedendir bilmem… Hristiyan mezarlıklarında duyduğum hüznü, Türk mezarlıklarında duymam. Orada geçirdiğim saatler esnasında, içimde tatlı bir hayale dalmaktan başka hisler uyanmadı. Ölüm korkusunu unuttum”.
***
Yeri gelmişken söylemekte sakınca görmediğim bir diğer hususta, Avrupa'da kadın insan mıdır, değil midir tartışılırken kadim medeniyetimiz, Osmanlı mezar taşlarında kadını güle benzetmiş, vefatını ise kırılmış gül tasviriyle sunmuştur. Aynı zamanda evlenmeden evvel vefat eden genç kızların mezar taşlarını duvak motifiyle süsleyerek vefatından sonra dahi kadına verilen kıymeti yansıtmışlardır.
Buradan yola çıkarak bugünkü konumuz olan mezar taşlarında gül motifinin ne anlama geldiğinden kısaca bahsetmek isterim. Türk İslam Sanatında gül, Hz. Muhammed’in sembolü olarak kabul edilir ve gül kokusunun Hz. Muhammed’in kokusu olduğuna inanılır. Mezar taşlarında gül hiç açmamışsa, mezar taşı sahibi genç yaşta ölmüş anlamı taşımaktadır.
***
Bu nedenle oldukça sevilen gül motifi, gonca halinde ya da açmış halde kullanılabildiği gibi demet halinde ya da dalları ile birlikte de gösterilebilmiştir. Antalya’mızda da gül demetinin tepelik şeklinde kullanıldığı çok sayıda mezar taşı bulunur. Unutmadan söyleyelim çiçek motifleri ölen kişinin cennet bahçelerine erişmesini temenni eder.
***
Sonuç olarak diyebiliriz ki, atalarımızın mezar taşlarına gösterdiği hassasiyet aynı zamanda ebedi dünyaya duyulan hasretin, toplumun bilinç ve şuuru ile ince, zarif düşünce yapısının sanatsallaşmış göstergesidir.
SON SÖZ
Gördüğünüz gibi kültürel mirasımızın bizlere anlatacağı çok şey var. Her yazımızda üzerine basa basa belirttiğimiz gibi gün geçtikçe tahrip olan mezar taşlarımızı koruyalım ve gelecek nesillere aktarabilelim.