En değerli varlığımız.
Milli Parkımız Uludağ.
Sırtımızı dayadığımız hayat kaynağımız.
Havamız, suyumuz, kar'ımız, yağmurumuz.
Gezinti yerimiz.
Turizm cennetimiz.
Şehrimizin, Bursa’mızın varlık sebebi Uludağ.
Bozulmasın.
Beton yığınlarına boğulmasın.
Tutanın elinde kalmasın.
Ona buna peşkeş çekilmesin.
Kışın kar beyazlığı...
Baharda çiçek varlığı...
Yazın yeşiller kaynağı bozulmasın.
Ucubelere teslim edilmesin.
Uludağ yalnız bizim değil tüm insanlığın mirası.
Tarihin biz Türklere armağanı.
Kıymetini bilmeliyiz.
Değerini yitirmesin diye...
Daha çok para kazanılsın diye...
Daha fazla insan ağırlansın diye varlığına ihanet edilmesin.
Birkaç bin kişi keyif çatsın diye otellere boğulmasın.
Bozulmasın.
Bozulmasına göz yumulmasın.
Ucube binalara yer açılmasın.
Olduğu kadarı ile yetinilsin.
Dahası çok olur.
Fazlası Uludağ'a Bursa'ya ihanet olur.
Yeşilliği kaybolur.
Sonra inim inim inler Uludağ.
Sessiz sedasız erir.
Kaybolacak cennet misali varlığı silinmesin.
Beton yapılaşmasına için için yanar, ağlar sonra.
Uludağ'a kıymayalım.
Olduğu gibi koruyalım.
Zirvesinden eteğine dek...
Kurduna kuşuna.
Böceğine çiçeğine.
Ayısına tilkisine.
Anasına yavrusuna.
Ağacına fidesine dek sahiplik edelim.
Şu nedenle bu nedenle kesip, biçip yozlaştırmayalım.
Bir şekilde bahçeye, tarlaya çevirip imara açmayalım.
Uludağ senin, benim, bizim, torunlarımızın en değerli korunağı.
Sahiplenelim.
Uludağ'a artık fazla el değmesin.
Uludağ'a göz koyup el uzatanların elleri kurusun.
Uludağ bizim, art niyetli herkes uzak dursun.