Demokrasilerin temelini iradenin özgür iradenin tecellisine olan saygı belirler.
14-28 Mayıs seçimleri demokratik olgunluk ve yüksek katılım ile Demokrasiye olan bağlılığımızı taçlandırmıştır.
Seçim bitti 90 gün geçti ama tartışması bitmek bilmiyor.!
Seçim sonucunun ortaya koyduğu gerçekler değil, seçimlere katılan millet ittifakının samimiyetsiz siyaseti kendi paydaşları arasında tartışılıyor.
CHP’nin liderlik ettiği 6’lı masada makam dağıtan “gizli protokol”ortaya çıkınca ortak sayısı daha da meçhul bir hale dönüştü.
6’lı masayı yüzde 60’la kazanırız şeklindeki masayı hayale sürükleyen serüvende Şişirilmiş anketlerin manuple ettiği oranlar, CHP’nin 39 milletvekili kaptırmasına, İYİ partinin CHP-HDP gölgesinde kalması umduğunu bulamamasına yol açtı.
Gelinen bu noktada 6’lı masa darmağın olurken, ortaya çıkan vaziyet siyasal hesaplaşma ve yerel seçimlerde kim kimden ne kapar şeklinde bir meçhule dönüştü.
Sayın Meral Akşener Kocatepeden CHP’yi hedef alanoklarını atarken, aslında siyasal “kandırılmışlık” duygusu yaşayan ve siyasi yelpazede yeniden konumlanma isteği ile özür üstüne özür dilemek durumunda kalan bir lider görüntüsü verdi.
Bu tablo seçimlerin sosyolojisini belirleyen değerlerlerden ve milletin gerçeklerinden uzaklaşan siyaset merkezleri açısından daönemli bir siyasi tecrübe olacaktır.
Siyasi “ikbal ve ihtiraslar” uğruna politika üretemeyen, gerçek duruşlarını askıya alıp vaziyeti idare bir tutuma bürünmekle düşülen yanlışın sebep olduğu bir komplikasyondur bu…
Yerel seçimler yaklaşırken, 6’lı masanın kırılan bacaklarına sarılmak “ittifak yok” ama “yerel de işbirliği olabilir” umudunu sürdürmek ne kadar doğrudur?
Herşey ortaya döküldüğü bu süreçte 6’lı masada samimiyet gösterememiş partiler ile yol yürümek o partiler açısından ikinci “siyasi intihar”olmaz mı?
Kaldı ki; cümle içinde “ittifak yok ama yerelde teşkilatlar işbirliği yapabilir” mesajı anlaşılır değildir.
MHP ile komşu olmak istemeyip öfke patlamasına sebep olan 6’lı masa paydaşlarından halen kopamamak ve aynı kompartmanda yolculuğu sürdürmek çelişki değil mi?
6’lı Masada yer alan partilerinin ve İYİ partinin seçim yenilgisini analiz edemediği gibi “hayali bir suçlu” yaratarak kendi tabanını tahkim etme gayretinden aslında Türk milletinin ortaya koyduğu iradeyi anlayamadıklarıanlaşılıyor.
Çünkü; 2023 seçimlerinin sosyolojisi ve başarısını belirleyen Atatürk milliyetçiliği ve milli eksenli siyaset olmuştur. Milletimiz toplama siyasi fikirler ile güç merkezi oluşturup sanki anlaşıyormuş, politikaları aynıymış gibi yaparak“Biz kazanalım da ne olursa olsun” yanlışına kapılan masaya fırsat vermemiştir.
Sayın Akşener Kürsüden yanılgısını, kızgınlığını, pişmanlığını, özrünü beyan ederken, keşke Cumhur ittifakının ortaya koyduğu Türkiye yüzyılı vizyonuna katkı sağlayacak projeler ve pozitif bir desteği ortaya koyabilseydi, o zaman siyasi konumlanma konusunda ve politikaları konusunda daha anlaşılır olurdu.
26 Ağustos’ta Büyük taaruzun başladığı topraklarda ortaklarına yönelik kızgınlığını kenara bırakıp Türk milletinin beklentilerine çare olacak çözüm politikaları konusunda Cumhurun gayretine ortak olup, yeni bir vizyon ortaya koysaydı kızgınlıgı, pişmanlığı daha anlaşılır olurdu…
Sonuç olarak; Siyasetçilerin politika üreterek, proje üreterek, çare üreterek halkın karşısına çıkması gerekiyor.
Çünkü Dünyanın yeniden konumlanma sürecince Bölgemiz ve bu jeopolitikteki konumumuz artık kızgınlık ve hamaset siyasetini kaldırmıyor.
Yerel seçimler yaklaşırken ortaya yeni projeler, yeni söylemler, yeni ufuklar koyamayan siyaset merkezleri “politika üretememek” ve “güven verememekten” sınıfta kalıp siyaset sahnesini terk edecektir.
Zaten CHP’de yaşanan da algı siyasetini önceleyip gerçekçi siyaset üretemediği için seçimlerde yenilmesi ve sonucunda kendi içinde öfke selne kapılıp kendini “imha” etme sürecidir.
Cumhur ittifakına başarıyı getiren de TÜRKİYE YÜZYILI vizyonu ile net adımlar atması ve milletin gerçeklerini önceleyen, kavrayan bir politik çizgide konumlanıp milli ve milliyetçi bir çizgide ilerlemesidir…