İlk kez bir yazımı yazarken nasıl başlayacağımı bilemedim.
Kelimelerle tarif edilemeyecek duygular içerisine girince insan böyle oluyormuş demek ki…
Kalbimizin derinliklerinde gurur, sevinç ve hüzün bir arada olunca bu karmaşık duyguları yazıya dökmek bir hayli güç anlayacağınız.
***
Şu günlerde herkesin dilinde 2024 Avrupa Şampiyonası’na (EURO 2024) katılan A Milli Futbol Takımımızın başarısı dolaşıyor.
Bizi her maçta ayrı gururlandıran millilerimiz, bu yaz ayında da bizlere tarifsiz duygular yaşattı.
Turnuva öncesi hazırlık maçlarında umut vadetmeyen takımımız, EURO 2024 gruplarında öyle bir futbol oynadı ki beni mahcup etti desem yeridir.
***
Turnuvanın yaş ortalaması bakımından en genç 2 takımından biri olan A Milli Futbol Takımımız gruplardaki üstün başarısıyla adını son 16 turuna yazdırdı. Avusturya’yı dillere destan bir futbolla yenen millilerimiz maçtan sonra büyük bir haksızlığa uğradı.
Avusturya maçında 2 gol atarak takımımızı çeyrek finale taşıyan Merih Demiral’ın Türk’ün sembolü ‘bozkurt’ işareti yapması birilerini rahatsız etti.
Demiral’ın bizim için büyük anlam taşıyan gol sevincine 2 maç men cezası uygun görüldü!
***
Merih’in yaşadığı haksızlığın derinine inmek istemiyorum.
Günlerdir bu haksızlık karşısında Türk halkı gereken cevabı verdi.
Merih’in sevinci hepimizin kenetlenmesine vesile oldu.
Türk’ün sembolü ‘bozkurt’ hepimiz için bir dayanak oldu.
Tüm bu yaşananlara inat A Milli Futbol Takımımız çeyrek finaldeki rakibi Hollanda’ya kenetlendi…
***
Tartışmaların, haksızlığın odağında millilerimiz Hollanda karşısında maça ezici bir oyunla başladı ve nitekim golü de ilk yarıda Samet Akaydın’ın ayağından bulduk.
Takımız Hollanda karşısında 1-0 öne geçti.
Samet’in golünden sonra ben dahil tüm ülke havalara uçtu.
Öyle bir coşkuyla sevinmişim ki sesim kısıldı.
Anlayacağınız ‘ele avuca sığmadık’…
***
Her şey çok güzel giderken ikinci yarının sonuna doğru tam 6 dakika içerisinde yediğimiz 2 talihsiz gol sonrası ne kadar mücadele etsek de turnuvaya çeyrek finalde veda ettik.
Maçın sonunda hepimiz olduğumuz yere çöktük ve dakikalarca öyle suspus oturduk.
‘Böyle bitmemeliydi’ dedik.
Bu kadar haksızlığa rağmen gereken cevabı finalde vermek vardı hayallerimizde…
Ama olsun millilerimizin bu olağanüstü mücadelesi bile bizlere geleceğe dair umut verdi.
Avrupa’nın en iyi 8 takımından biri olmayı başardık nasıl olsa…
***
‘Her güzel şeyin bir sonu vardır’ işte…
Böyle bir atmosferde, yeni jenerasyon takımımızla hiç ummadığımız anda üstüne koyarak gittiğimiz çeyrek finalde harikalar yarattık.
Geleceğe dair umudum tam…
Bu sefer güzel bir sonla bitmedi ama inşallah UEFA Uluslar Ligi’nde ve Dünya Kupası elemelerinde bu takım güzel işlere imza atacak.
Bizim sizlere olan inancımız her zaman tam olacak.