2014 yılında, uluslararası bir barış sivil toplum kuruluşu olan Heavenly Culture, World Peace, Restoration of Light(Göksel Kültür, Dünya Barışı, Işığın Yenilenmesi) (HWPL), yaklaşık 140 ülkeden siyaset, din, kadın grupları, gençlik örgütleri ve medyadan binin üzerinde lider Seul’deki ilk HWPL Dünya Barış Zirvesi’ne çağırdı. Bu zirvede çatışma çözümü, dinlerarası uyum ve kalıcı barışı sağlamak için yasal araçların uygulanması konularını ele aldı.
HWPL, bu törenin amacının 2014’ten bu yana yürütülen barış projelerinin sonuçlarını gözden geçirmek ve gelecek planlarını tartışmak olduğunu belirtti. Bu etkinlik, bölgesel yetenekleri bir araya getirmeyi ve bölgesel özelliklere uygun bir barış stratejisi için gerekli ağı kurmayı amaçlıyor. Bu sayede bölgesel barışa yönelik tehditlere yanıt vermek için bölgesel ağları güçlendirmeyi ve ortak yetenekleri bir araya getirmeyi planlıyoruz. Bunu başarmak için her ülkedeki farklı düzeylere odaklanan oturumlar düzenlenecek.
“Herkesin barışın elçisi olmasını sağlayalım” sloganı altında HWPL, her düzeyde barışı teşvik etmede bireysel sorumluluğu savunuyor. HWPL, dünyanın dört bir yanındaki insanlardan barış mesajları toplamayı ve bunları, dünyanın dört bir yanındaki her kesimden insanın barış ve birlik arzusunu temsil eden etkinlikte ortaya koymayı planlıyor.
HWPL, 2014 yılında imzalanan anlaşmalardan başlayarak son 10 yılda, bölgesel işbirliği ve küresel ortaklarla kolektif eylem yoluyla askeri gerilimler, ekonomik çatışmalar, iklim değişikliği ve siber güvenlik tehditleri gibi küresel sorunların çözümüne katkıda bulunuyor. Ek olarak HWPL, uluslararası kuruluşları, hükümetleri ve sivil toplumu birbirine bağlayan barış yönetimi için sağlam bir temel oluşturmaya kendini adamıştır.
2023’teki 9. Yıldönümünde, HWPL Genel Başkanı Manhee Lee şöyle demişti: “Savaştan dolayı gençlerin kendi yaşamlarını feda etmelerinin değeri nedir? Kim için bunu yapıyorlar? Politika nedir ve kimin içindir? Savaş ortaya çıktığında en çok kendini feda eden gençler olur. Barış sadece sözlerle elde edilemez. Bu dünyada barış kazansaydı, pişman olunacak ölümler olmazdı. Barışı, torunlarımızın yaşayacağı küresel topluluğa miras olarak bırakmalıyız.”
