Yanıyoruz.
Ormanlar bir yanda, iş yerleri bir yanda, fabrikalar bir yanda, araçlar diğer yanda bir şekilde yanıyor.
Ukrayna - Rusya yangın yeri!
Aylardır kozlarını paylaşamadılar.
O onu vuruyor, öbürü diğerini vuruyor.
Ne oluyorsa insanlara oluyor.
Her yer yangın yeri.
Siyasette Amerika Rusya’yı Ukrayna ile yangın yerine çevirme hesabında.
Yunanistan’ın elinden gelse aynısını bize yapacak.
Amerika Yunanistan’ı işgal ederek geleceğini yangın yerine çevirdi bile.
Orta Doğu’nun, Afrika’nın her yeri yangın sahası!
Sömürgelikten kurtulayım derken bir başka sömürge yangınına sürükleniyorlar.
Ekonomi ülkemizi başlı başına yangın yerine çevirdi.
Dar ve sabit gelirliler suyu bile neredeyse üfleyerek içecekler.
Mutfaklar yangın yeri.
Çarşı pazar yangın yeri!
Deprem bölgesini herkesin, her insanın, her siyasetçinin gelip, gidip görmesini isterim.
O büyük felaket çok çabuk unutuldu.
Gidin de yangın yeri nasıl olurmuş görün.
Deprem öyle bir yaktı ki şehirleri, ilçeleri, köyleri, sokakları, caddeleri, evleri, aileleri, haneleri küle çevirdi.
Burada, deprem bölgesinde içimiz dışımız hâlâ yanıyor.
Hem de cayır cayır yanıyor.
Çok çabuk unutulduk.
Unutulmak bizleri daha çok yakıyor.
İçimiz, yüreğimiz yanıyor yalnız kalmaktan.
Ve derken siyaset yangını yerel seçimlere sıçradı.
Muhalefet partileri içten içe yanıyor.
İstifalar, itiraflar derken öne çıkma çabaları.
CHP zaten öyle bir yangın yeri ki kimin su sıktığı kimin yangına körükle gittiği belli değil.
Kılıçdaroğlu öyle bir tüzük hazırlıyormuş ki!
Yangın asıl o zaman harlanacakmış.
Velhasıl içimiz, dışımız; dünyamız yanıyor.