Prof.Dr. Talip Asil, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalara göre, işitme kaybının sadece duyma yetisiyle sınırlı bir sorun olmadığını, aynı zamanda demans riskini de önemli ölçüde artırdığını belirtti.
Asil, işitme kaybıyla bilişsel gerileme arasındaki bağlantıya işaret ederek, erken teşhisin ve önleyici adımların önemini vurguladı.
Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya atıfta bulunan Asil, "Yapılan araştırmada hafif işitme kaybının demans riskini iki katına çıkardığını, orta düzeydeki kaybın riski üç katına çıkardığını ve ciddi işitme kaybı yaşayan kişilerin demans geliştirme olasılığının beş kat daha yüksek olduğunu bulmuşlardır." ifadelerini kullandı.
Asil, işitme kaybının bilişsel fonksiyonlar üzerindeki etkisine değinerek, çevredeki konuşmaları anlamakta zorlanan bireylerin daha fazla bilişsel çaba harcadığını, bunun da beyin üzerindeki yükü artırarak diğer bilişsel işlevleri olumsuz etkilediğini kaydetti.
İşitsel korteksin kullanılmadığında küçüldüğünü ve bu durumun hafıza, dikkat ve öğrenme yeteneklerini zayıflattığını kaydeden Asil, sosyal izolasyonun da demans riskini artıran önemli bir faktör olduğuna işaret etti.
Asil, işitme kaybı tespit edildiğinde vakit kaybetmeden gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirterek, "Özellikle 40 yaş ve üzeri bireylerin düzenli işitme testlerinden geçmesi büyük önem taşıyor. İşitme cihazları beyin fonksiyonlarını koruma açısından kritik bir rol oynuyor. İşitme kaybına rağmen sosyal etkileşimi sürdürmek de zihinsel sağlığı koruma açısından önemli." görüşünü bildirdi.
Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve beyin egzersizlerinin hem işitme sağlığı hem de bilişsel fonksiyonlar üzerinde olumlu etkileri olduğunu vurgulayan Asil, "İşitme sağlığımızı koruyarak beynimizi de koruyoruz. Erken önlem almak, yaşlılık döneminde karşılaşılabilecek bilişsel sorunları önlemede büyük fark yaratıyor." açıklamasında bulundu.
AA