Ramazan-ı Şerif’te oruç tutup namaz kılan, hayır hasenat işleyen ve mübarek aya layıkıyla hürmet edenleri fazla görmedim. Fakat bayram günü istisnasız herkesin bayram yaptığını hayretle gördüm.
***
Yüce İslam’a bin yıl hizmet etmiş, dünyaya ışık ve medeniyet saçmış bir milletin evlatlarının bu derece dinine lakayıt olmalarını bir türlü kabul edemiyorum. Biz nasıl bu hale geldik, getirildik hazmedemiyorum.
***
Sonradan dinimizle müşerref olmuş yabancıları izlemişsinizdir. ‘Türkiye’ye gidince İslam’ı çok büyük bir hazla yaşayacağımı zannederdim. Oradaki herkesin dört dörtlük dinini yaşadığını düşünüyordum’ diye hayal kırıklıklarını anlattıklarına şahit olmuşsunuzdur.
***
Ülkemizin İslam’ı doğru yaşamamasının günlük hayatımıza akseden en büyük sorunu toplumun ahlaki dejenerasyonu. Dinini doğru yaşamadığı için etik ve ahlak olarak da çökmüş durumdayız.
***
‘İnandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başlarsın’ demişler. Ne kadar da doğru değil mi? Etik kuralları kalmayınca, Âdâb-ı Muaşereti bilmeden yetişen bir nesil olunca bu sonuçlar kaçınılmaz oluyor.
***
‘Farz edelim malın mülkün yok, tatlı bir dilinde mi yok?’ misali diyelim ki namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun. Peki bu farzları yerine getiren din kardeşlerine saygılı da mı olamazsın?
***
‘Herkes kendine tutuyor’ deyip saygısızca milletin içinde yiyip içmesen. Tütün zıkkımlanmasan olmaz mı? Özgürlük diyorlar ya güya, herkesin özgürlük alanı diğer bir kişinin özgürlük alanına dokunana kadardır, orda biter. Önce saygı.
***
Geçenlerde haberlerde bir konu dikkatimi çekti. Türk takımının yabancı takım ile Türkiye’de maçı var. İskoçya takımı taraftarları İstanbul’a gideceği için onlara rehber niteliğinde bilgilendirici bir yazı yayınlamış.
***
Yazıda mealen ‘İstanbul’da maç günün Ramazan ayına denk geliyor. Lütfen ülkenin örf ve adetlerine saygılı olun. Gündüz saatlerinde halka açık yerlerde yemek, alkol ve sakız çiğnemekten kaçının’ diyor. Muhteşem değil mi?
***
Onların bu yaklaşımları ve hassasiyetleri beni ne kadar mutlu etti ise kendi ülke vatandaşlarım adına da bir o kadar utandım. Batılı dediğimiz insanların yaklaşımına mı sevineyim kendi halkımızın yaklaşımına mı üzüleyim bilemedim?
***
SON SÖZ
İnsan olabilmek böyle bir şey. Empati yapabildiğin zaman, karşı tarafı düşünebildiğin ve ona saygı gösterdiğin zaman insansın ve kıymetlisin. Ne demiştik, senin özgürlüğün benim özgürlüğümle kesiştiği yerde biter.