Türkiye'de yaklaşık 14 bin turist rehberi bulunduğunu, 10 bin kadarının aktif olarak çalıştığını belirten Yalçınkaya, rehberlik hizmetlerinin gerekliliği konusunda bilinç oluşturmanın önemine de değindi. Kaçak rehber sorunu hakkında da açıklamalarda bulunan Yalçınkaya, sosyal medyanın yaygın kullanımıyla bu sorunun arttığını ifade ederek kaçak rehberlerin ülkemizin imajına zarar verebileceğini ve yanlış bilgi aktarımıyla turistleri yanıltabileceğini dile getirdi. Ülkede turist rehberi olabilmenin şartlarını anlatan Yalçınkaya, “2 yıllık ön lisans, 4 yıllık lisans veya üniversite mezunları için testsiz yüksek lisans eğitimi gerekmekte. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ve Turist Rehberleri Birliği'nin koordinasyonunda düzenlenen Mesleki Eğitim Gezisi’ne katılmak gerekiyor. Ayrıca yabancı dil sınavından en az 75 not almak da şartı var. Kişinin çalışmayı düşündüğü ve ikamet ettiği bölgeden başlayarak ona yakın bölgelerde eğitim gezisi aşamasını tamamladıktan sonra rehber adayları arkadaşlarımız belgelerini tamamlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na başvurmaktadırlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı orada gene küçük bir denetim yapmakta ardından da uygun görülmesi durumunda kendilerine ruhsatnameleri gönderilmektedir” diye anlattı.
REHBERLER ODASI’NA KAYIT ŞART
Ruhsatnamesini teslim alan rehberin ikamet ettiği yerdeki meslek odasına üye olma zorunluluğu olduğunu belirten Yalçınkaya, “Bu aşamalarda geçtikten sonra arkadaşlarımız rehberlik hizmetini yapabilirler. Ülkemizde yaklaşık kayıtlara göre 14 bin turist rehberi bulunmaktadır. Bu rehberlerimizin yaklaşık 10 bin kadarı eylemli rehber olarak gözükmektedir. Bizim mesleğimiz özelinde eylemli ve eylemsiz kavramı vardır. Eylemli rehber sayımız 10 bin civarında” diye konuştu.
KAÇAK REHBER SORUNU
Kaçak rehberlik sorunuyla mücadele ettiklerini anlatan Yalçınkaya, “Halk arasından ‘kaçak rehberlik’ olarak ifade edilen belgesiz, kayıt dışı rehberlik, hayatımızda bir sosyal medya gerçeğinin de olmasıyla beraber bu faaliyetin arttığını görmekteyiz. Bu kişiler bir tur faaliyeti düzenlemektedirler. Yani bir kişi kaçak acentecilik yapıyorsa büyük ihtimalle orada bir belgesiz rehberlik vardır. Herhangi bir grup topluyor ise orada aynı zamanda bir de kaçak acentecilik faaliyeti de vardır. Bu işi yapan arkadaşlarımız yaptıklarının suç olduğunu çok iyi biliyorlar. Doğru bir iş yapmadıklarının farkındalar” diye anlattı.
“ÜÇLÜ DENETİM VAR”
Rehberlikle ilgili mevzuatta üçlü bir denetim sistemi olduğunu anlatan Yalçınkaya, “Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi, Meslek Odası yetkilisi ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği yetkilisinin yapmış olduğu denetimlerde tutanaklar tutuluyor. Bu tutanaklarımızı biz ilk Kültür Turizm Müdürlüğü'nüze gönderiyoruz. Daha sonra orada yapılan incelemeler neticesinde orada bir maddi ceza uygulanmakta. Maliye Bakanlığımız artık bazı noktalarda etkin denetim yapıyor. Turizm polisimiz var. Turizm polisimiz ülkemizdeki turizm ören yerlerinde bulunuyor. Turizm polisimizin de bu noktada görevlendirilmesini ve de turlar esnasında kendilerinin birazcık daha duyarlı olması yönünde İçişleri Bakanlığımızın inisiyatif almasının faydalı olacağını düşünüyoruz” dedi.
“REHBERİN BELGESİNİ SORUN”
Vatandaşları da kaçak rehberler konusunda daha bilinçli davranmaya davet ederek “Rehberlerimiz duyarlı. Ören yeri girişinde çalışan görevlerimiz bunu bazı yerlerde dile getiriyorlar. Vatandaşlarımız soruyor. Bir kişi o mesleği yapmak için yola çıktıysa, bununla ilgili gerekli belgeleri, sertifikaları, ruhsatnameleri edindiyse, bununla ilgili olarak devletin ilgili kurumlarında kaydı yapıldıysa, bu kişilerin de hakkının korunması gerek. Öbür türlü yani bir ilkenin çiğnenmesi daha sonra başka yerlerde de diğer ilkelerin çiğnenmesinin sonucunu getirir. Bundan dolayı da yani bu noktadaki bilinç başka yerlerde de bilinci doğuracaktır” diye konuştu.
“İMAJIMIZA ZARAR VEREBİLİR”
Kaçak rehberliğin hem turizme hem sizin sektörünüze hem de tarihe ne gibi olumsuz yansımaları anlatan Yalçınkaya, “Kaçak rehberlik yapan kişinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihine, kültürüne, milli politikalarına aykırı hareket ettiğini düşünürsek, bu kişinin ülkemizle ilgili olumsuz bir imaj oluşturmak amacıyla yola çıktığını da düşünürsek; yanlış yönlendirebileceği, yanlış bilgi vereceği, dezenformasyon yapabileceği kişi sayısını yıllık olarak siz değerlendirin. Bu kişinin aynı zamanda hal ve hareketleriyle ülkemizin imajına verebileceği zararı da olabilir” diye uyardı.
