Diyor ama gidip M. İnce ile görüşüyor.
CHP'ye kapı aralıyor.
Yerel seçime yedi ay kala zamanı kullanıyorlar.
CHP,İP'e kırgın.
İP, CHP 'ye kırgın.
CHP kendi içinde kırgın.
İmamoğlu genel başkanlık ve İBB için tekrar aday.
M. Yavaş Ankara'yı bırakma niyetinde değil.
Şimdilik İmamoğlu da, Yavaş da kendilerini "Çantada keklik" sayıyorlar.
Yani garanti görüyorlar.
Kılıçdaroğlu'na gönderme yapıyorlar.
"Biz varken başkalarını arama" diyorlar.
Akşener, büyük illere iddialı adaylarla girecekmiş.
Bakalım kantarın topuzu ne tarafa ağır basacak.
* * *
Bursa’da Alinur Aktaş'ın bileğini bükecek başka aday göremiyorum.
CHP, dört buçuk yıl önce en güçlü ismi olan M. Bozbey ile Bursa'yı alamadı.
Şimdi hiçbir parti adayının Aktaş'ı Bursa’ya hizmetten almaya gücü yetmez.
Partiler iddialı olabilirler.
Adayları güçlü isimler olabilirler.
Sloganları güçlü olabilir.
Propagandaları güçlü olabilir.
Biz bunların hepsini İstanbul’da beş yıl önce gördük.
Duyduk.
Dinledik.
İzledik.
Sonuç!..
İstanbul ortada.
Ankara ortada.
Nilüfer işte şurada.
Bir de Bursa'ya bakın.
Yapılanlara bakın.
Yollara, kavşaklara.
Alt-üst geçitlere.
Hanlar bölgesine.
Uludağ'a.
Kentsel dönüşüm çaba ve planlamalarına.
Raylı sistemin uzatılmasına.
Hızlı tren çalışmalarına ve istasyon yapımına.
..Ve daha niceleri!
Demem o ki iş bilenin, kılıç kullananın.
Ama lafla, sözle, vaatlerle değil.
Güreşçiyi meydana çıktığında değil, rakibini her kucakladığında ve yere vurduğunda görürsünüz.
Her defasında rakibinin sırtını yere serdiğinde görürsünüz.
Güreş peşrev çekme ile kazanılmaz.
Yapılan hizmet yiğitliğiyle görelim.
Tabiki ittifaklar olabilir.
Ortak adaylar çıkarılabilir ancak geriye dönüp on beş yılda yapılanlar ile son beş yılda İstanbul’da, Ankara’da yapılmayanları görünce insanın gülesi değil, ağlayası geliyor.
Geçmişte kazananların neden hep kazandıklarını...
Kaybedenlerin neden hep kaybettiklerini son beş yıl ile mukayese edince insanlar görüyor.
Hadi, şimdi adaylarınızı görelim!
Çıkarın meydanlara, çeksinler peşrevlerini.