Afrikada süren üç yüzyıllık sömürü düzeni el mi değiştirir?
Kıta özgürleşir mi?
Rusya 1995 ayarlarına geri dönebilir mi?
Bu soruların cevabı henüz fludur…
Ukrayna üzerinden sürdürülen küresel güç mücadelesinin Asya-pasifik ve Çin-Hindistan kesitlerinde nasıl bir bölgesel komplikasyona sebep olacağı flu ve cevabı çok zordur.
Bölgede gelişen “asimetrik” mücadelenin sonucunu anlamak için legonun parçalarını dikkatli oluşturmak lazım. Çünkü oynanan oyunda legonun resmi bütün gibi gözükse de resimin içeriğine bakınca açıya göre farklılaşıyor.
Çin’in Afrika aşkının kabarmış olması finans ve yatırım atağına geçmesi küresel değişimin kaynakları kavrama mücadelesi değil mi?
Rus bayraklarının nijer halkının elinde sallanması tesadüf mü?
Hindistan’ın Rusya’dan aldığı S 400 füzelerine sus pus olan ABD’nin Çin ile sürdürdüğü ticaret ve rezerv para savaşlarında durum ne?
Cevabı olmayan bir çok soru var.!
Bence Rusya Çin ilişkilerindeki bahar dönemini kışa döndürecek en ciddi tehlike Çin’in genişleme stratejisidir.
Böyle bir gelişme karşısında Hindistan ve bölge ülkeleri nasıl bir tutum alacaktır? Zaten sahnelenen oyunun bu kesiti en çok düşündüren kısmıdır!
ABD Çin’in genişleme stratejisini es geçerken, Hindistan’ın güçlenmesinin önünü açarak bir anlamda Rusya’nın önünü kesebilecek modeller mi geliştiriyor?
Bu arada Ukrayna’da cephesini genişlemesi ile NATO’nun doğu Avrupaya genişlemesi stratejisi bir anlamda AB-Rusya ilişkilerini kördüğüme dönüştürecektir.
Dünya’da yüzyıla yayılabilecek acı senaryolar konuşulurken Afrika, Asya-pasifik ve kafkasya jeopolitiğinde gelişmesi muhtemel meselelerin şimdilik frağmanı olarak gözüküyor.
Yeni güç merkezlerinin dizayn edilmesi ve güç mücadelesinin aks değiştirmesi enerji ve gıda bölgelerinde ciddi sorunlara sebep olacağı için Türkiye’nin yüz düşünüp bir hamle yapmasının yararlı olacağı kanatindeyim.
Türkiye’nin hedefleri etkilenir mi?
Türkiye NATO üyesi bir ülke olarak bölgenin en güçlü devleti ve dünyadaki güçlü devletlerin arasındadır..
Ülkemizin son yirmi yılda elde ettiği savunma sanayi deneyimi ve bu jeopolitikte oyun kurucu bir devlet olarak dünyadaki güçlü devletler arasında yerini almasını sağladı.
Bu yüzden dünyada sürdürülen güç mücadelesinin içinde mutlaka iyi konumlanmalıdır.
Türk Devletler topluluğunun sürdürülebilir olması Zengüzer koridorunun açılması ile Türk devletlerine kara ulaşımını temin edilmesi ve Pekin’e uzanan ticaret yolunun aslında barış yolu olarak ilan edilmesi dünya barışına katkı sağlayabilir.
Ortadoğu ve körfez ziyaretlerinde ortaya konan diplomasi ve “Refah Koridoru” stratejisinin Asya’dan sonra Karadeniz ve ötesine yayılması demek ticari ve diplomatik işbirliklerin genişlemesi demektir.
Dolayısı ile Barışa evrilen bir coğrafyanın gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Türkiye’miz Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de ortak aklı kullanarak dünya barışına katkı sağlamayı başarır ise Karadenizin “kanlı deniz” olma ihtmalini de ortadan kaldırabilir.
Sayın Erdoğan’ın üstün Devlet tecrübesi ve güvenilir liderliği ile Tahıl krizinin çözülmesi aslında karadenizin güvenliğini sağlayacak ilk adımdır.
Aksi bir durum Rusya’nın karadenizde çılgınlık yapması ihtimalini güçlendirebilir.
Çünkü, Karadenizde seyreden ticari gemilerin mühimmat taşıdığı iddiası ile Rusya tarafından vurulması çok ciddi sorunlar çıkaracaktır.
Rusya’nın ortaya koyduğu 7 maddelik talepler listesi aslında çözümün ilk adımı fakat tamamı değildir.
Bu talepler karşılanırsa gerilim düşer ama asıl çözüm bölgenin istikrara kavuşmasıdır.
Aksi durumda Rusya’nın bir çılgınlık yaparak Karadenizi tatbikat alanı ilan etmesi,mayın döşemesi veya Odesa limanın vurulması daha çözümsüz bir sürece yol açar.