Suriye darmadağın.
Esat perişan.
Kaçacak delik arıyor.
Ülkesi ABD ve Rusya tarafından işgal edilmiş durumda.
İsrail canı istediği zaman bombalıyor.
Terör örgütleri cirit atıyor.
Kendisi, kendine oy vermeyen halkını bombalıyor.
Halkı ülkeden kaçıyor.
Oraya buraya sığınıyor.
Ülkede bir iç savaş ha çıktı ha çıkacak.
Şehirler kimi terör örgütleri tarafından ele geçiriliyor.
Muhalifleri Esat hükümetine karşı saldırı halinde.
Esat çaresiz.
Basiretsiz.
Kişiliksiz.
Vizyonsuz.
Ufku dar, koltuk sevdası olan bir sözde devlet başkanı.
Oysa kendisini ve ülkesini koruması için Rusya ile anlaşmıştı.
İran'dan destek alıyordu.
Görülen o ki Esat'ı ilk terkeden Rusya.
Sözde tarafmış gibi yapıyor, bir, iki bomba sallıyor, kenara çekiliyor.
Kılavuzu sözde Rusya ve İran.
ABD ülkesine çöktü Rusya sustu.
İsrail bir bahane ile bombaladı, sustu.
Terör örgütleri bazı bölgeleri ele geçirdi, sustu.
Terör örgütleri petrol kıyılarını ele geçirdi, sustu.
Petrolü ABD ile birlikte sattı, Esat'a dolar olarak zırnık koklatmadı, sustu.
Erdoğan kendisini ve ülkesini kurtarması için dostluk elini uzattı ama anlamadı, sustu.
Rusya'nın kendisini ve ülkesini koruyacak sandı, güveni boş çıktı.
Şimdi de kalkmış:
"Ülkemi dostlarımızla koruyacağız" diyor.
Zavallı.
Kim dost kim düşman hâlâ kavrayamamış.
Hâlâ, hangi elin kendisine samimi ve dost olarak uzandığını anlayamamış. Esat basit bir devlet adamı sıfatında olup ülkesine ve milletine sahip çıkamayan bir adam.
Güvendiği dağlara kar yağdığını gördüğünde çok geç olacak.
Çünkü "Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz"
Esad'ın ve Suriye'nin kurtuluşu orası, burası değil, Türkiyedir.