Antalya’da bir ev sahibi, kiracısını tahliye taahhütnamesini işleme koyarak evden çıkarmaya çalıştı. Kiracının itirazı üzerine dava açan ev sahibi davanın uzun sürmesi karşısında kendi annesi ile düzenlediği, kira sözleşmesi ve tahliye taahhütnamesini icra yoluyla işleme koydu. Annenin oğluna açtığı icra dosyasında herhangi bir itiraz olmaksızın takip kesinleşti. Sonrasında icra memurlarının tahliye için adrese gitmesi ile kiracı Gökhan Kandemir durumdan haberdar oldu. Konuya ilişkin kiracı Gökhan Kandemir geçtiğimiz yıl asgari ücret 5 bin 500 TL iken ev sahibinin 20 bin TL kira talep ettiğini, kendisinin kira bedelini 5 bin TL’ye yükseltmeyi teklif ettiğini ev sahibinin ise bu teklifini ‘Rus'a 20 bin liraya kiraya veririm’ diyerek cevapladığını ve aleyhine tahliye işlemi yaptığını iddia etti.

 

“SAHTE BEYANLA SUYUMUZU KESTİLER”

Kira artışında 20 bin lirayı kabul etmemesi üzerine ev sahibi tarafından birçok defa mağdur edildiğini ifade eden Kandemir, “Ben evde oturmakta iken ikametlerini oturduğum eve taşımışlar. Ev sahibinin eşi ASAT’ta çalıştığı için sahte beyanlarla suyumuzu kestiler. Su saatini söktürdüler. Bürokratik işlemler nedeniyle 15 gün süreyle evde su olmadan yaşamak zorunda kaldım. Eşinin çalıştığı kurumu kullanarak sahte işlem gerçekleştirdiler. O olaydan sonra şimdi de ev sahibinin babasının Avukat kimliğini kötüye kullanarak sahte evrak düzenlemişler. Artık işin boyutu bayağı ilerledi. Sürekli sahte evrak üzerinden gidiyor” dedi.

 

Kira oranlarının olağanüstü şekilde arttığından şikayet eden Kandemir, “Yaşadığımız bu durumun ilgili devlet kurumları tarafından çözüme kavuşturulması lazım. İnsanlar karşı karşıya getirilerek bu işi çözülmez. Yani Ruslar, yabancılar şu an bu fiyatları verebiliyor ancak bizim buna imkanımız yok. Bir evde iki asgari ücretli olsa dahi bu kiraların ödenmesi mümkün değil” diye konuştu.

Kiracı Gökhan Kandemir’in Avukatı Cevdet Yılmaz ise müvekkilinin yaşadığı süreci anlatarak müvekkilinin ‘mağdur’ edildiğini söyledi. Yılmaz “Müvekkilim 3 yıldır kiracı olarak bulunuyor. Geçtiğimiz yıl ev sahibi müvekkilden olağanın üzerinde kira artışı talep ediyor, talebi yerine getirilmeyince de tahliye etmek için müvekkilimi çıkarma yollarına başvuruyor. Müvekkilimiz evin tapuda sahibi olan kişinin oğlu ile sözleşme imzalamış. Geride kalan 3 yıl süresince müvekkil kiralarını eksiksiz ödemiş. Daha sonra ev sahibi kiracı Kandemir’i tahliye edebilmek için kendi annesi ile sahte bir sözleşme düzenlemiş ve annesi tarafından oğlu aleyhine tahliye işlemi yapılmış” diye ifade etti.

MEB'den 'hayalet liselere' ağır yaptırım MEB'den 'hayalet liselere' ağır yaptırım

DURUMU İCRA MEMURLARINDAN ÖĞRENDİ

Durumun icra memurları kapıya gelince öğrenildiğini ifade eden Yılmaz, “Biz bunu bir sabah icra memurları tarafından müvekkilimin telefonu aranarak size tahliyeye gelindi ve sizi buradan çıkarmak istiyoruz denilmesi ile öğrendik. Bu şekilde müvekkilimi tahliye yoluna gittiler. Daha doğrusu gitmeye çalıştılar. Müvekkil tabi ki bu durumdan çok büyük bir mağduriyet yaşadı. Biz gerekli itirazlarımızı, şikayetlerimizi ilgili mercilere yaptık ama tabii ki bu yaptığımız itiraz ne şekilde değerlendirilir bilmiyoruz. Adli mercilerin takdirini bekliyoruz” söyledi.

Davanın kiracının aleyhine sonuçlanacağını düşündüklerini kaydeden Yılmaz, “Müvekkilim ile mülk sahibinin kendi oğlu arasında yapılan kira sözleşmesi adi şekilde yapıldığı için icra iflas kanununda eğer gidilen tahliyesi istenen taşınmazda üçüncü bir kişi bulunursa burada resmi bir evrak isteneceği düzenlenmiş. Yani sözleşmenin noter huzurunda yapılmış olması şartı arıyor. Tabii müvekkilimin elinde olan adi kira sözleşmesi resmi bir evrak hükmünde olmayacağı için muhtemelen müvekkilimin tahliyesi sağlanacak. Ama hak verirsiniz ki bu hakkaniyete aykırı bir durum oluşturuyor” dedi.

Yaşanan kira artışlarından dolayı birçok kiracının da hukuk konusunda yeterli bir bilgiye sahip olmamasından dolayı ‘çok büyük mağduriyet’ yaşadıklarını belirten Avukat Yılmaz, “Adliyedeki davaların büyük çoğunluğu biliyorsunuz ki sulh mahkemelerindeki tahliye davaları, kira davaları bunun önüne bir şekilde geçilmesi gerekiyor. Bir yasal düzenleme gerekiyor ama bu şu süreçte insanların yaşayacağı mağduriyetin önüne geçilmiyor maalesef”  diye kaydetti. 

Editör: Emre Gündoğdu