Henüz 3’üncü haftada olmamıza rağmen üst üste gelen olumsuzluklardan dolayı kritik bir maça çıkan Antalyaspor’un psikolojisi açısından 3 puan olmazsa olmaz bir sonuç oldu.

Motivasyon açısından çok değerli olan karşılaşma öncesinde gelen olumsuz haberler ise endişeyi bir kat daha artırdı. Cezalı Güray Vural’ın yanına önce Sam Larsson, sonrasında da Emrecan Uzunhan, Veysel Sarı ve Erdoğan Yeşilyurt eklenince moraller biraz bozuldu. Derin bir kadroda olmayınca henüz doğru dürüst Süper Lig tecrübesi olmayan gençlerin yer aldığı bir kadro gördük.

Henüz sezon başında bu kadar sakatlığın olmasında antrenman tekniği etkili midir diye düşünmeden edemiyorum. Buna daha sonra detaylı olarak inceleriz.

Mecburi olarak rotasyona giden Alex de Souza’nın buna rağmen bazı kararlarına mantık oluşturamadım.

Sol bekin Güray Vural cezalı, tamam. Yerine Erdoğan Yeşilyurt sakat, Bünyamin Balcı hazır değil, bu da tamam. Elindeki tek sol bek özelliği olan Efecan Gülerce de beğenilmiyor olabilir, hadi ona da tamam. Hayatı boyunca bek oynamayan, orta sahada görev alan ve hiçbir Süper Lig tecrübesi olmayan 18 yaşındaki bir çocuğun (Burak İngenç) oraya atılmasını anlayamam. Neresinden bakarsan bak, mantık oluşturamadım. Maç boyunca iyi niyetli mücadele etse de kendi bölgesi olmadığı için büyük sıkıntıları yaşadı ve yaşattı.

Tabii bir de Kaluzinski detayı var. Kaluzinki’yi Alex de Souza beğenmeyebilir, sistemine uymuyor olabilir ama bazen kulüp çıkarları için de hareket edilmesi gerekir. Elindeki piyasa değeri en yüksek futbolcuyu kulübeye hapsedemezsiniz, edecekseniz çok geç olmadan ikisinden birisine veda etmeniz gerekir.

Mecburiyetin de olduğu bu rotasyonda ilk 20 dakikada deyim yerindeyse Antalyaspor hareket dahi edemedi. Rakip ceza alanına girmek için Djepeno’nun bireysel performansına mecbur kalan Antalyaspor’un başka hiçbir hücum aksiyonu yoktu. Hatayspor ise tecrübesiz Antalyaspor savunması içerisinde adeta slalom yaparken, ilk 10 dakikada Joelson ve Strandberg ile kalede tehlikeyi yaratan isimler oldu. Cezayı kesmek için de çok beklemediler, üst üste gelen gollerle henüz 32’nci dakikada maç psikolojik maçın sonu geldi.

Antalyaspor’u oyuna bağlayan dakika ise 51 oldu. Hem devre arasında yapılan değişiklikler hem de Kilama’nın kırmızı görmesiyle yeniden oyuna tutunan Antalyaspor’a Thalisson’un golü 61’de yeniden umutları getirdi. 66’da Djepeno ile gelen biraz da olsa şans golü, maçı bir anlamda yeniden başlattı. Bu dakikadan sonra adeta tek kale oynayan Antalyaspor için artık tek bir soru vardı: Zaman yetecek mi?

Gecenin yıldızı Djenepo bir kez daha sahneye çıktı ve ikinci kez takımına penaltı kazandırdı. Bu kez şanssızlık olmadı ve Samudio’nun golü, geceyi bir anlamda bayrama çevirdi.

2-0’dan sonra gelen bu skor elbette çok farklı bir motivasyon kazandırır, ancak ilk devredeki silik oyun, kadronun darlığı gelecek adına Antalyaspor’un en büyük handikap olarak önümüze çıkacak. Antalyaspor’un ne yapacağını kestirebilmek, 2 hafta sonra hangi durumda olabileceğini tahmin edebilmek çok zor.