Sinirli.
Asabi.
Gergin.
Tepkili.
Adeta "Yangından mal mı kaçırıyorsunuz" demeye getiriyor.
Cumhurbaşkanlığı adaylığının seçimi için daha üç yıl varken "Neden bu kadar acele ediyorsunuz " diyor.
Çiçeği burnunda yeni genel başkan Özel'e kızıyor.
Tabi ki İmamoğluna da.
Acaba diyorum "Bu kızgınlığı ve asabiliği biraz da başkanlık koltuğunu kaptırdığı için olabillr mi?
Hani diyordu ya:
"Sırtımdan hançerlediler beni"
Genel başkanlığı kaybetmesine mi kızıyor yoksa, gerçekten erken Cumhurbaşkanı aday belirlenmesine mi kızıyor?
Kılıçdaroğlu'nun bu tepkisine CHP'den bir cevap gelmiyor.
Herkes bildiğini yapmaya devam ediyor.
Yemekli toplantılar...
"Erken seçim olur beklentisindeyiz o nedenle erken aday belirliyoruz" diye kararlarından vaz geçmeyenler...
"Bence de henüz erken" diyen ve kendini Cumhurbaşkanlığı koltuğuna daha çok yakıştırdığı için:
"Kamuoyu yoklamalarında ben öndeyim" diyen Yavaş, acaba İmamoğlu ve Özel'e mesaj mı yolluyor?
CHP'de işler karışık.
Bu adaylık meselesi hem partiyi...
Hem vekillerini...
Hem Kılıçdaroğlu'nu...
Hem aday olan İmamoğlu'nu...
Hem Mansur Yavaş'ı yoruyor.
O nedenle Yavaş Kılıçdaroğlu gibi düşünüyor.
"Yani nedir bu acelemiz"
"Daha üç yıl var seçime"
"O zamana kadar kim öle kim kala" diye atasözünü dile getiriyor.
Hem Kılıçdaroğlu hem Yavaş haklılar.
Yavaş " Ben yokum" deyip rest çekmiş olmuyor mu?
Siyasette yirmi dört saat bile çok iken...
Bölgede gelişen olaylar ortada iken.
Hükümet "Ne erken seçimi kardeşim, biz işimize bakıyoruz" diyor .
Sahi, Özel ile İmamoğlu'nun bu aceleleri neden?
Bütün bunlar olurken bir de savcılık soruşturmaları, şikâyetler, para karşılığı oy kullanma ihbarları ve savcılığa davetler.
CHP de kazan kaynıyor ve ha bire kazanın altına odun atılıp ateş harlanıyor.
"İçeride birşeyler oluyor değil çok şeyler oluyor" denmez mi?
Olmuyor mu?
Olmuyorsa bu olanlar ne?