Atalarımız zamanında tecrübe edinerek o kadar çok güzel sözleri bizlere murat bırakmış ki... Hepsinin ayrı bir anlamı, hepsinin de bize anlattığı, hayatımıza tecrübe olarak kattığı çok şey var.
***
Yaşadığımız her an bu sözlerin hem manasını hem de kıymetini o kadar iyi anlıyoruz ki bazen yazmaya kelimeler bile bulamıyoruz. Mesela bunlardan birisi de "mahalle yanarken aşüfte saçlarını tararmış"
***
Günümüze ne kadar da uygun değil mi? Bırakın bir mahalleyi, bırakın bir ülkeyi koskoca bir bölge yanıyor ama kimin umurunda?
***
Aylardır kan gölüne dönen Gazze'den sonra Suriye ve Lübnan topraklarına sıçrayan ateşi tehlikenin farkında olanlar aylardır endişeli bir şekilde takip edip bu ateşin sönmesi için çalışırken şuursuzluğu zirve yapanlar ise her daim olduğu gibi yine zırvalamaya devam ediyorlar.
***
Adamlar adım adım Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) hayalinin peşinde koşup bölgemizde yakabildikleri her yeri ateşe verirken hedefin aleni bir şekilde ülkemiz olduğunu göremeyen veya görmek istemeyenler ise dünyalık yapma peşindeler.
***
Üstat Necip Fazıl bundan tam 68 yıl önce yani 1956'da sanki bugünleri görerek "Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürmek şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır" demiş.
***
Muhalefetin eylem ve söylemlerine baktığımızda da ne kadar doğru olduğunu çok iyi anlayabiliyoruz. Sözde vadedilmiş sınırlar içerisinde ülkemiz toprakları varken ve lanetli bir toplum olan siyonistler adım adım bu hedefe yürürken bizdeki muhalefetin birisi çıkıp rakı fiyatıyla, bir diğeri hayali bakanlık vaatlerinin doğru olup olmadığı ile uğraşıp duruyorlar.
***
Yahu tehlike çanları çalıyor. Bu gidişle kapımız zorlanacak, hatta bırakın zorlanmayı kırılacak, peki siz neyin derdindesiniz? Bırakın saçınızı taramayı da tehlikenin farkına varın bir zahmet!