Bu sözün sizlerin düsturu olması lazım.
Öyle bir gençlik yetiştirmeli öyle bir gelecek hazırlamalısınız ki Türkiye Yüzyılı’na yakışır olmalı.
Ellerinizde büyük bir güç var.
Siz o gücü kontrollü kullanırsanız geleceğimiz çok güçlü olur.
Yok, eğer dikkatsiz ve boş kafalı ve “neme lazımcı” olarak yetiştirmeye kalkarsanız geleceğimiz yok olur.
Türk milleti eğer ebediyete kadar yaşayacaksa işte bu sizin özverili, gayretli ve fedakâr çalışmalarınızla; yani ellerinizde bulunan çocuklarımıza, yeni nesillerimize güçlü, bilgili, zeki, çalışkan, milliyetçi, özverili, vatansever bir nesil olarak yetiştirmenize bağlıdır.
“Bir çocuk nasılsa büyür, nasılsa bir ekmek kazanır” hesabıyla değil, sadece okur-yazar olarak yetişmiş bu önemli değil.
Onlar tabi ki olacaktır.
Tabi ki derslerine çalışacak, bilgi dağarcığını genişletecek, kültürlü bir insan olacaktır.
Bunlar önemlidir.
Ancak, gözü derste ve öğretmenini dinleyen öğrencilerin yanından mesleki tercihe yönelecek öğrencileri de gene sizler bilir, görür, tahmin edersiniz.
O nedenle derslerinizin yanında on, on beş dakika kadar da öğrencilerinize sosyal tolumda nasıl oturacaklarını, nasıl yürüyeceklerini, nasıl konuşacaklarını, nasıl davranacaklarını, nasıl hareket edeceklerini; nerede, nasıl konuşmaları gerektiğini... Telefon konuşmalarını nasıl yapmaları gerektiğine kadar…
Evlerinde dahi olsalar büyüklerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini, nasıl oturup kalkmaları gerektiğini, yemekte nasıl davranılması gerektiğini öğretiniz.
Çünkü asıl ve esas eğitim evde alınır, evde verilir, evde öğretilir.
Toplum içinde, toplu taşıma araçlarında kızlı erkekli, genç yaştaki çocuklarımızın, gençlerimizin nasıl davranmaları gerektiğini…
Milli, manevi ve dini değerlerimizi hiçe sayarak, hava ve hevesleri ve nefislerinin çektiği gibi istedikleri gibi, özgürce davranmamaları gerektiğini…
Hayvanca his ve isteklerinin insani şekilde kontrol altında olarak yaşamaları gerektiğini çocuklarımıza, gençlerimize öğretiniz.
Elbette matematik, edebiyat, tarih, coğrafya, felsefe, sosyoloji, mantık ve diğer dersleri öğrenmeliler.
Ancak unutulmasın ki üniversite veya yüksekokul okumak hayatın sadece yüzde on beşini karşılıyor.
Gerisi toplumda nasıl yaşanılır onu karşılıyor.
O nedenle siz, muhterem öğretmenler!
Elinizdeki, sınıflarınızdaki çocuklarımızı çok iyi yetiştirmelisiniz.
Hepsinden önce kendine, sonra ailesine, yaşadığı toluma, milletine, vatanına, bayrağına, ülküsüne yakışan, bilgilerle donanımlı geleceğimizi yetiştirmelisiniz.
Tabi ki en önemlisi de sizlerin…
Siz değerli öğretmenlerimizin çok ama çok iyi yetişmiş ve hazırlıklı olarak derse tam bir öğretmen sıfatıyla öğrencilerin karşısına çıkmanızdır.
O nedenle, en başta sizler donanımlı, kültür düzeyi yüksek bireyler olarak öğrencilerinize yaklaşmalısınız.
Dilerim ve umarım ki gerçekten yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.
Yeni eğitim-öğretim dönemi hayırlı, uğurlu ve başarılı olsun.