Seversiniz sevmezsiniz; bundan 10 yıl önce vefat eden Yaşar Kemal, bu ülkenin toprağını ve insanını çok iyi gözlemleyip kaleme döken büyük bir edebiyatçımızdır. Kendisini yıllar önce Antalya’da dinleme şansım da olmuştu. “İyi bir kitabı okurken bitmesini hiç istemem” gibi bir laf etmişti. O konuşmasını hiç unutmuyorum. Kendisinin eserleri de çok sürükleyicidir. O’nun eserlerini okurken kendi topraklarımızda yaşananları buluruz.
***
Bugün ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde sıkça duyduğumuz "Orta Direk" sözcüğünü ilk kullanan Yaşar Kemal’dir. "Dağın Öteki Yüzü" üçlemesinin ilk romanına Yaşar Kemal, "Orta Direk" adını vermiştir. 1960 yılında yayımlanan 372 sayfalık bu romanda, Yaşar Kemal pamuk toplamak için Çukurova’ya göç eden köylüleri aldatan muhtar üzerinden Anadolu insanının açlık ve yokluğa karşı verdiği direnci anlatmıştır.
***
12 Eylül darbesinden sonra 1983’te iktidara gelen Anavatan Partisi’nin lideri Başbakan Turgut Özal, emekliler başta olmak üzere ücretli çalışan kesimle esnafın alım gücünü artırarak ekonomik kalkınmayı hedeflemişti. Belli bir düzeyde gelire sahip olup, temel ihtiyaçlarını zorlanmadan karşılayabilen orta gelirli kesimden "orta direk" olarak bahseden Özal’ın bu tanımı kısa sürede halkın diline pelesenk olmuştu.
***
Özal’ın "Orta direği kalkındıracağız" sözlerinden esinlenen Hurşit Yenigün ve Grubu, 1984 yılında “Cafer Orta Direk” isimli 33’lük bir plak çıkarmıştı. O yıllarda sokaklar, bu grubun “Ortaya Cafer Ortaya” şarkısıyla inliyordu. “Oh oh oh. Vah vah vah. Üf üf üf. Vay vay vay” sözleriyle başlayan bu şarkı, fıkır fıkırdı.
***
Orta direk kavramı, Yeşilçam'ı da etkilemişti. 1984 yılında, Kemal Sunal ile Bahar Öztan’ın başrolünü oynadığı "Orta Direk Şaban" adlı bir film çekilmişti. Filmde, peş peşe gelen zamlardan bunalan orta gelirli Şaban'ın maceraları anlatılıyordu. Son yıllarda yaşanan ekonomik sorunların etkisiyle alım gücü düşen emekli ve asgari ücretli kesimin durumu, “Orta Direk Şaban” filmindeki sahneleri tekrar hatırlatmaya başladı. Çünkü orta direği oluşturan emeklilerin maaşı 2025 yılında 14 bin 468 lira 75 kuruşa, asgari ücretli çalışanların maaşı ise 22 bin 104 lira 67 kuruşa çıktı.
Şayet maaştan başka bir geliri yoksa emekliler ve asgari ücretliler, evini geçindirebilir mi? Kirasını, aidatını, elektrik, su, telefon ve internet faturalarını ödeyebilir mi? Çocuğuna harçlık verebilir mi? Pazara gidip alışveriş yapabilir mi? Orta direk alım yapamaz hale gelirse esnaf iş yapabilir mi?
***
Geçtiğimiz haftalarda yazdım; insanlar parasızlıktan evlerinde kendi tıraşlarını kendileri yapmaya başlamışlar. Antalya’nın en işlek caddelerinden Yener Ulusoy Bulvarı'ndaki bir berber, akşama kadar yalnızca üç kişinin saçını tıraş ettiğini anlatmıştı. Bu berber, çevredeki dükkanların da esnaf iş yapamaz hale geldiği için sürekli el değiştirdiğini söylemişti. Baktım, evimin yanındaki sokakta geçen yıl açılan berber de kapatıp gitmiş.
***
Ekonomik zorluklar, doğum oranlarını etkiliyor ve gençlerin evlenme kararını zorlaştırıyor. Boşanma oranları artarken, iş bulamayan gençler yurtdışına gitmeyi düşünüyor. Bu durum, bazı Türk vatandaşlarının yurt dışında zorluklarla karşılaşmasına neden olabiliyor. Geçen yılı emekliler yılı ilan etmiştik ama emeklilerin hali ortada. 2025 yılını ise "Aile yılı" ilan ettik.
SON SÖZ
Şayet kutsal kabul ettiğimiz aile kurumunu yaşatmak istiyorsak, en başta orta direğin ekonomik sorunlarını çözmek gerekiyor.