Tarihi gelişmeleri irdelemeyeceğim şimdi.
Fakat MHP varken birden Büyük Birlik Partisi kuruldu.
Oysa kırgınlıklar bölmemeliydi ülkücüleri.
Ocaktan kor ayrılmamalıydı.
Kıvılcımlara dönüşmemeliydi.
Sonra bir de baktık ki Taş Medreseliler dikkate alınmıyor.
Üç hilal kırpıla kırpıla küçültülüyordu.
Küçültüldü de.
Bir “Benlik” havası hasıl oldu ki Kurt’un boğazı kısıldı.
Karşıtların eline koz verildi.
Ekmeklere yağ sürüldü.
Oysa “Birlikten güç doğar” sözü ta Orta Asya’dan geliyor.
Tengri Dağları’ndan, Asya ovalarından, on altı Türk devletinden geliyordu ama dinleyen kim?
Bir siyasi beklentidir almış başını gidiyor.
Başbuğ birken başlar buğ olmaz.
Sonra bir daha bölündü Ülkücüler.
Ayrı baş çekmeler bir daha ortaya çıktı.
Bunların hepsi “Biz Ülkücüyüz” diyorlar!
Ülkücüler mi?
Paramparça mı?
“Ülkücüyüz” diyorlar ocağa tekme vurup çekip gidiyor, ayrı ayrı baş çekiyorlar ama sonra “Biz de ülkücüyüz” diyorlar!
Hangileri ülkücü, hangileri değil?
Hepsi Ülkücü ise oyları neden ayrı ayrı partilerde?
Ülkücüler bir olsa iktidar yolu çıkar ortaya.
Oysa ülkücüler hep başka partilere oy veriyorlar!
MHP “Biz ülkücüyüz” diyor.
BBP “Biz ülkücüyüz” diyor.
İP “Biz ülkücüyüz” diyor.
Hanginize inanalım?
Paramparça olmuş ülkücülük mü olur?
Siz bu şekilde ülkücü olmaya devam ededurun başkaları iktidar olsun siz onun bunun eteğine yapışarak bir yerlere gelmeye çalışın.
Bu mudur, böyle midir Ülkücülük?
Sık yumruğu birliği sağla, vur masaya topla hepsini bir araya.
Artık titreyip, kendinize gelme vakti gelmedi mi?