Dur durak bilmiyor.
Herkes şaşkın.
Şaşkın derken kimin ne yaptığı belli değil.
Yerinde duran hiç bir şey yok.
Ne ekonomi ne siyaset ne ticaret ne ihracat ne ithalat ne alışveriş.
Ve ne de insanlar!
Hiç biri yerinde durmuyor.
Zamların nerede firen yapacağı bilinmiyor.
Hükümet bile çaresiz.
Oraya ceza buraya ceza şuraya denetim buraya teftiş!
Sabit, dar gelirli ve emekliler burnundan soluyor.
Henüz yazın ortasındayız.
Kış gelsin bakın bakalım neler oluyor!
Bu gün yirmi, otuz liraya satılan domates, salatalık ve diğerleri kışın yüz liradan aşağı olmayacak gibi.
Dün yüz liraya aldığın bugün iki yüz liraya satılıyor!
Elinizi yakıyor her şey.
Apışıp kalıyorsunuz.
Kime, ne şikâyette bulunacağınızı şaşırıyorsunuz.
İster al ister alma.
Bazı ürünler veya parçalar veya yedek parçalar bulunmuyor!
Neden acaba?
Üretilmiyor mu?
Var ama depolarda var, hem de dolu!
Ama satmazlar.
Bir bahane ile raflara koymazlar.
“Yok” satarlar “Bitti” derler.
Neden?
Çünkü her şey akaryakıt ve dolara endekslenmiş, Türk lirası yerlerde.
Ekonomi sarsıntı üstüne sarsıntı yaşarken piyasa durulur mu?
Bu gün sattığını yarın alıp eski fiyattan yerine koyamayan tacir hiç elindeki ürünü satar mı?
Piyasa kaynıyor.
Aldın aldın, almazsan yarın ya bulamazsın, bulursan da bugünkünün iki misli fiyatına bulursun.
Ne oluyor da bunlar oluyor, kimse bilmiyor.
Bilen beri gelsin.