Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Gülhan Kurtoğlu Çelik, acil servislere reçete ve rapor yazdırmak amacıyla yapılan başvuruların, sağlık sistemiyle birlikte acil durum için gelen hastaları da etkilediğini söyledi.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesine erişkin, çocuk ve kadın doğum olmak üzere 3 farklı acilden başvuru aldıklarını ifade eden Çelik, hastanenin erişkin acil kısmında günde 1200 ila 1500 hastanın muayene edildiğini belirtti.

Acillere yapılan gereksiz başvuruların sistemi yavaşlattığına dikkati çeken Çelik, acile gelen her hastayı kabul ederek tedavisini gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Çelik, acil servislere yapılan gereksiz başvurulara ilişkin, şunları kaydetti:

"Acil servislere en çok reçete yazdırmak için başvuruyorlar. Sağlık okuryazarlığımız ne yazık ki az. Kronik hastalıkların takibi acil servislerde yapılmaz. Reçete yazdırmak için acil servislere gelmemek gerekiyor. Çok hafif solunum yolu enfeksiyonu gibi bir bulguda da yine acil servisi tercih etmemek gerekir. Kişiler şikayetlerinin çok basit olduğunu biliyor ama neden beklediğini anlamayabiliyor. Oysaki biz daha acil hastalar olduğunda onları öne alarak bu hastaları geriye atmış oluyoruz. İstirahat raporları da yine acil servislerde verilecek bir durum değildir. Kişiler, izni olmadığında aile hekimine veya polikliniğe başvurması gereken durumlar için de acil servise başvuruyor."

RAMAZANDA İFTARDAN SONRA ACİL SERVİSLERDE YOĞUNLUK YAŞANIYOR

Obezite yaşam süresini 10-15 yıl kısaltıyor Obezite yaşam süresini 10-15 yıl kısaltıyor

Çelik, bazı hastaların, farklı doktora muayene olduktan sonra üst solunum yolu için reçetesine yazılan ilacı kullanmadan, halsizliğinin arttığı şikayetiyle yeniden acil servislere başvurduğunu söyledi.

Bu hastalara "Ben muayene etsem ben de aynı ilacı yazacaktım." dediğini aktaran Çelik, "Hastalar 'Bir serum bağlasaydık çok iyi olurdu.' diyor. Serum vermenin gereksiz olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Ancak bu durumları anlatırken bile çok vakit kaybediyoruz. Genç bir hasta, yiyip içmesinde bir problem yok, ağız yoluyla çok rahat beslenebilecek bir hastanın damar yolundan serum almasına gerek yok. Seruma koyacağımız ağrı kesiciyi tablet olarak da içebilir. İstirahat etmesini, 24 saat fırsat vermesi ve ilaçların etkinliğinin başlaması gerektiğini söylüyoruz." ifadelerini kullandı.

Ramazanda acil servislerdeki yoğunluğa ilişkin de bilgi veren Çelik, "Ramazanda iftardan sonra geç saate kadar yoğun bir kalabalık oluyor. Hastalar ramazanda hazımsızlık problemleri, migren atakları ve ilacını erteleme sebebiyle acil servislere geliyor." dedi.

Prof. Dr. Çelik, acil servislere gelen hastalara, şu uyarılarda bulundu:

"Acil servislerde herkes kendisinin acil durumu olduğunu düşünüyor, sırasını vermek istemiyor ama bu market, banka sırası değil. Önemli bir vaka geldiğinde onu önce almak zorundayız. O durumda hoşgörülü olup empati yapmaları gerekirken, 'Neden bekledim, neden sıramı aldı?' dediklerinde kalabalığın da stresini artırıyorlar."

Kaynak: AA