Şubat ayını da biliriz.
Sevgililer günü bu ayın içinde diye.
Mart ayı zaten beklenti ayı.
Kış ayını gönderip bahar ayını getiriyor diye severiz.
Her ne kadar atalarımız "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" demiş olsalar da.
Nisan ayı heyecan vericidir.
Bir Nisan şakası ile başlarız bu aya.
Sonra 23 Nisan çocuk Bayramı gelir.
Coşarız çocuklarımızla.
Baharı yaşarız huzurla.
Dünya coşar, canlılar coşar, insanlar coşar.
Sonra Mayıs ayı gelir.
Güller, çiçekler taze meyveler ve derken 19 Gençlik ve Spor Bayramı gelir.
Ardından Haziran ayı.
Yaz mevsiminin ilk ayı ve tatil yapma hesapları yapılır
Sonra Temmuz ayı gelir.
Sıcaklar bastırır.
Ağustos ayı zaferler ayıdır.
Gurur verir.
Sonra Eylül gelir, hüzün çöker yavaş yavaş insanlara, canlılara, doğaya.
Derken Ekim ayı çıkagelir.
Günler haftalar, aylar ne çabuk geçmiştir.
29 Ekim Cumhuriyet bayramı derken Kasım ayı girer hayatımıza 10 Kasım hüznüyle.
Soğuktur ama nedense birdenbire esnaflarda, mağazalarda, ürün üretip satanlarda bir garip yarış başlar.
Neymiş efendim "Kasım ayı ucuzluk ayı" imiş.
Yalancının!
Halkı kandırma ayı olmasın?
Önce fiyatlara bindirme ile zam yap sonra "İndirim" var diye reklam yap.
Milleti aldatmanın, cebindeki paraları almanın ve insanları bol keseden harcamaya teşvik etme ayı.
Diğer ayların suyu mu çıktı da Kasım ayında ucuzluk oluyormuş.
İnanmayın.
Satamadıkları ürünleri ellerinden çıkarma taktiği.
Sen neymişsin be Kasım.
Hadi göster kendini.
Kapitalizmin oyununa gelme.
Bastır kar'ını, yağmurunu, tek ihtiyacımız bunlar.
Gerisi hep aldatmaca...