Bizler bugünlerde ilk anlamıyla deprem gerçeğini ve afet risklerini konuşurken sosyal anlamdaki öncü kırılımları ve yırtılmaları yadsıyor gibiyiz.
Özellikle dar gelirli gruptakiler, geçim derdine tahammül zorluğu çekiyor. Geniş alt katmanda yığılma vekaynama yaşanıyor.
Sabit gelirlilerin çoğunluğunu oluşturan asgari ücretliler ve 7 bin 500 lira aylık alan emeklilerin bulunduğu tabakada faylar geriliyor.
Bu geniş katmanda açılan yarıkları duygularla doldurduğumuzu sanıyoruz. Oysa öyle değil. Biriken stres, olumsuz duyguları kaşıntı olarak dışa vuruyor. Deri inceliyor. Damarlar bir bir çatlıyor.
Gelir adaletsizliği, toplumda aidiyet hissini, moral değeri, motivasyon unsurlarını, sorumluluk bilincini ve millet olma şuurunu dinamitliyor.
Kalabalıkların sıkıştığı bu katmanda yaşanacak olası bir depremin ortaya çıkaracağı enkazı kaldırmaya hangi güç yetebilir?
Temmuz ayında kaleme aldığım ‘Toplumsal Bungunluk’ başlıklı yazıda da dediğim gibi ‘bizim, her şeyin en iyisine layık milletimizi yüceltmekten başka çıkışımız olamaz.’(https://www.liderhaber.com.tr/toplumsal-bungunluk)
Peki, milletimizi nasıl yücelteceğiz? Herhalde atılacak en acil adım,adil refahı tesis etmek olacaktır.
Gerilen toplumsal faylarda depremler yaşamamak için sosyal dengeyi gözetmek önceliklerin başında gelmeli.
***
Sosyal denge adına Bursa’da hafta başında olumlu bir adım atıldı.Büyükşehir Belediyesi, bünyesindeki2 bin 303 memurun yüzünü güldürdü.
Yetkili sendika Bem-Bir-Sen ile imzalanan 3 aylık sosyal denge sözleşmesiyle Büyükşehir ve Buski’de çalışan memurlar, enflasyona ezdirilmedi.
Memur maaşlarına ilave olarak yüzde 120 oranındaki bir artışla 7 bin 105 liralık ek destek sağlandı.
Sözleşmeyi imza töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, programa katılan memurlara şu sözlerle seslendi: “Sizin mutluluğunuz benim mutluluğumdur, şehrin mutluluğudur. Şu enflasyonist ortam içerisinde sizin bu sürecinizi sübvanse edecek, destekleyecek hamleler yapıyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte de bazı hamlelerimiz olacak.”
Törene katılan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Levent Uslu, Başkan Aktaş’a açık destek verdi: “İnşallah 31 Mart’tan sonra da imzaları yine Alinur Başkanımızla atacağız.”
Uslu’nun seçim sürecine yönelik açık desteği ve Aktaş’a yönelik övgüleri alkış aldı.
***
Enflasyona karşı çalışanlarını koruma yaklaşımı kamuyla sınırlı kalmamalı. Özel sektörün de elini taşın altına koyması gerekiyor.
Özel sektör, çalışanın emeğini asgari ücretle sınırlama ve sigortasını düşük gösterme gibi basit karlara odaklanma yerine verimliliği artıracak asıl unsur olan çalışan motivasyonuna konsantre olmalı.
Özel sektör, ‘istihdamı’ adeta bir keyif bağışlama gibi görme kibrinden sıyrılmalı…
Emekçinin hakkını teslim etmeli. Her anlamda fırsata dönüştürdüğü krizi, emeğin sömürüsüne alet etmemeli.
Gelin birlikte örnekleyelim…
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından açıklanan Bursa’nın İlk 250 Büyük Firma araştırması verilerine bakınız. (http://www.ilk250.org.tr/)
Genel tabloları incelediğinizde göreceksiniz ki şirketlerin karları artmış. Peki, istihdam artmış mı? Asgari ücretteki artışın dışında şirketler, çalışanı için ne yapmış?
2022’de karını 2021’e göre kat be kat artıran Tofaş, Oyak Renault, Uludağ Elektrik, Bosch gibi tepedeki firmalar acaba çalışanını mutlu edebilmiş midir?
Sanmıyorum! Bakınız, metal sektöründe toplu sözleşme dönemindeyiz.
Türk Metal Sendikası ve Metal Sanayii İşverenleri Sendikası (MESS) arasında 2023-2025 Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 26 Eylül 2023’de başladı.
İşçi ve işveren sendikası arasında 22 Kasım’a kadar 5 oturum düzenlendi ama sonuç, uyuşmazlık tutanağı oldu!
Neyse ki işçinin sendikal örgütlenme gücü var. Elbet bir neticede uzlaşma sağlanır. Ama mevcut durumda işverenin sıkı pazarlık içinde olmasını anlamak güç.
Saygıyla…