Tek tek sayalım mı halimizi?
Mudanya’ya biraz fazla yağmur yağdı her yeri su bastı.
Kanalizasyonlar yeterli değil.
Drenaj kanalları yeterli değil.
On beş yirmi bin nüfuslu bir yere yüksek katlı binalar dikilir, dağ, taş ev, apartman olur, nüfus birkaç yılda patlarsa…
Ve de ilçenin alt yapısında bir gelişme bir değişme bir yenileme bir büyütme yapılmazsa olacağı budur.
Deniz yanı başında ama sel suları ilçe içinde.
Yollarda kaldırımlarda.
Sular akamıyor, yol bulup denize ulaşacak kanal bulamıyor.
Kaldırımlar desen ilçenin en merkezi yerlerinde bir metre bile değil.
Araçlar ile yayalar içi içe.
Biraz dikkatsiz olup ayağını yola atsan bir arabanın çarpması içten bile değil.
Öyleyse ne olacak bu Mudanya’nın hal i ahvali?
Sel olur böyle hafta sonu olur insanlar ve araçlar tıkış tıkış öyle.
Yok mudur bir çaresi?
Çaresine yeni başkan bakar elbette.
Hadi bakalım.
* * *
Kur’an dan ayetler ve hadisler ile vaaz eden bu ülkenin Diyanet işleri başkanını suçlayarak
“Saçmalıyor” demek Allahın ayetlerini, Peygamberin hadislerini göz ardı etmek ve ciddiye almamak gibi bir şüpheyi ortaya koyar.
Ayetleri, hadisleri siyaset eleştirilerine konu yapmak hoş değil.
Milli ve dini değerler bir toplumun omurgasıdır.
Görmezden gelinemez.
Bilmezlik yapılamaz.
* * *
Mavi vatan işte şurada.
Anavatan işte burada.
Gök kubbe başımızın üstünde.
Bunları eleştiri konusu yapıp “masal” demek olayın vahametini görmezden gelmektir.
Büyük savaşların kapıda olduğu bir zamanda Mavi vatanı sahiplenmezsek düşmana koz vermiş oluruz ki düşman hemen şuracıkta.
Yanı başımızda.
Seksen yıl önce sahiplenmediğimiz Ege adaları, Girit, Rodos ve Kıbrıs’ın ne halde olduğunu tek tek sayalım mı?
Masallar orada!