Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya ziyareti öncesi AK Parti MYK’sına “Cumhur İttifakı hakkında özenli olalım. Rahatsız edecek, incitecek bir şey içinde olmayalım” dediğini Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi 18 Kasım tarihli yazında okuduk.
Türkgün gazetesinin aynı tarihli sayısı da ‘Tam Mutabakat’ manşetiyle çıktı ve haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti MYK üyelerine şunları söylediği yazıyordu:
Devlet Bey ile 15 Temmuz sürecinden itibaren birlikte çalışıyoruz. Bir saati aşkın güzel bir görüşmemiz oldu. Aramızda tam bir mutabakat var. Görüşlerimizde bir farklılık yok.
Cumhur İttifakı'nın korunarak yoluna devam etmesi lazım. İttifakı dağıtmak için araya fitne sokmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz. Şimdiye kadar bunlara hiçbir şekilde geçit vermedik, yine vermeyeceğiz. Püskürttüğümüz saldırılarla yolumuza bu zamana kadar devam ettik, bundan sonra da güçlenerek devam edeceğiz. Tüm adımlarımızı çok dikkatli atmalıyız.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ile belediyelerde yapılan geçici görevlendirmeler ile terörsüz Türkiye konusunu ele aldık, terörsüz Türkiye hedefimiz konusunda hemfikiriz. Bölgemizin, ülkemizin büyük tehdit altında olduğu bu süreçte iç cepheyi, Türkiye sathini güçlendirme vurgusu yaptık.
***
Dün de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı ve liderleri hakkındaki tezvirata yanıt niteliğinde mesajlar verdi:
Cumhur İttifakı’nda görüş ayrılığı olup olmadığını günlerdir yazıp çizenler, boşa koyup dolu tutmanın kurnazlığına sapanlar gündemi epey şekilde meşgul etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızdaki derin ve karşılıksız bağı; ahlaki, samimi ve dostane diyaloğu sorgulamak ve sulandırmak gayesiyle maske üstüne maske takan, kılıktan kılığa giren köşe başı fitnebazları iyice azıtmaktadır.
Cumhur İttifakı, malum kötü niyet ve kötürüm tıynet sahiplerinin anlayıp da itiraf edemeyeceği kadar vatan ve millet sevdasıyla hemhal olmuştur.
Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Cumhur İttifakı Türk milletinin özüdür, özgüvenidir.
Cumhur İttifak istiklalin muhafızı, istikbalin mimarıdır.
Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılının yegâne müdafisidir.
Yedi düvel topuyla tüfeğiyle, nefretiyle, nifakıyla, şirkiyle, şiddetiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.
Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir.
Başkaları gibi irademiz hacizli, siyasetimiz rehin altında hiç değildir.
Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, siyaseti sokak dedikodusuna çeviren, ittifakımıza çamur atmaya kalkışan ahmaklara, asalaklara, arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın.
Fitne yayan siyasetçileri, sözde gazetecileri, sosyal medya farelerini, FETÖ’cü hainleri, bölücü mihrakları, dış bağlantılı casusları, köksüzleri, kimliksizleri, millet ve milliyet hasımlarını rezil rüsva etmek için uygun zamanı sabrın gücüyle, Allah’ın inayetiyle, milletimizin metanetiyle bekliyoruz.
Son günlerde tartışmaların odağında yer alan bazı açıklamalarımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olup olmadığını araştıran, aramızda bir anlaşmazlık çıkıp çıkmadığını yorumlayan zevata diyeceğim öz itibariyle şudur: Mevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir.
Öküz altında buzağı arayacaklarına gitsinler kendilerine münasip kapak arasınlar, sanıyorum onlar için daha yararlı olacak, bu sözüm de alayına kapak olacaktır.
“Vakit tamamdır, söz konusu vatandır” paylaşımlarımızla neyi amaçladığımızı merak edenlere de önce vatan nedir onu öğrenmelerini teklif ve temenni ediyorum.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine yönelik ‘Cumhur İttifakı’ hakkında bu talimatları net olarak kamuoyuna yansımışken MHP Lideri Bahçeli’nin sözleri bu kadar açıkken sahada manzara nedir?
Zirvede liderler düzeyinde tesis edilmiş güven ve mutabakat teşkilatlarda var mıdır?
Açık konuşmak gerekirse 31 Mart sonuçları, birçok yerde durumun aksi yönde olduğunu gösterdi. Teşkilatların liderler düzeyindeki bu uyuma daha net ayak uydurması gerekiyor. Ki uyumsuzluğu belediye meclislerinde bile görüyoruz.
Milletin muhalefet görevi verdiği yerel idare meclislerinde ittifak ortaklarının henüz tam bir oydaşma ile söylem ve eylem birliğinin net anlamıyla sübut bulamadığına şahit oluyoruz.
Her yeni gün bir fiyasko ile gündeme gelen belediyelere yönelik ‘muhalefet’ görevinin birkaç istisna dışında hakkıyla yerine getirilemediğini tespit ediyoruz.
Seçim şokunu üstünden atamayan teşkilatların, merkezdeki bu iş birliğini yerelde tesis adına yeniden motive olması zaman alacağa benziyor.
Önce ülkem ve milletim diyenlere saygıyla…