Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, tarımda kullanılan tohumların İsrail ve Hollanda'dan geldiği iddialarını değerlendirdi. Özçatalbaş, bu iddiaların doğru olmadığını belirterek, Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Türkiye'nin tohumculuk sektörüyle ilgili özel sektörün sürece dahil olduğu kanunu ilk defa 1982 yılında kabul ettiğini anımsatan Özçatalbaş, Türkiye'nin geçmişten günümüze tohumluklarını üreten ve yüksek teknoloji kullanan bir ülke olduğunu ifade etti. Özçatalbaş, genetik alanında, biyoteknoloji ve tarım ıslahı konularında önemli gelişmeler kaydettiğini belirterek, “Türkiye bugün dünyada hangi teknolojiler varsa o teknolojileri en etkili kullanan ülkeler arasında, bununla ilgili çok güzel örnekler var. Dünyada örneğin buğday verimi açısından Yeni Zelanda'da bir rekor var. 1717 kilogram diye hatırlıyorum. 1 dekar araziden 1700 kilogram buğday elde ediyor” dedi.
TÜRKİYE, YE0Nİ ZELANDA’NIN REKORUNU GEÇTİ
Özellikle buğday verimi konusunda Türkiye'nin Yeni Zelanda'daki rekoru geçtiğini ifade eden Özçatalbaş “Türkiye'de ıslahçılar, Türk ıslahçılar ‘Hüseyin Bey’ adında bir buğday çeşidi geliştirdiler ve bu dünya rekorunu geçti. Çorum'un Bayat ilçesinde bir çiftçi geçtiğimiz yıllarda bu işlemi gerçekleştirdi, üretimi gerçekleştirdi. Rakamın 1730'ların üzerine çıktığını gördük. Dolayısıyla biz burada gerek Hollanda gerek İsrail diye ifade edilen bu tohumculuk sektörüyle ilgili algıların tamamen yanlış olduğunu akademik olarak söylüyoruz. Çünkü Türkiye tohumculukta yüzde 137 diye ifade edilen bir yeterliliğe sahip” diye konuştu.
TÜRKİYE İHRAÇ EDEN ÜLKE
Türkiye'nin tohumluk ihracatı yapan bir ülke olduğunu vurgulayan Özçatalbaş, toplumdaki yanlış bilgilerin düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek “Türkiye ürettiğinden yüzde 37'sini de daha doğrusu kendi ihtiyacının da 3’de 1’den fazlasını yurt dışına satar durumda. 400 milyon dolarlık bir hacim var. Türkiye her halükarda tohumluk ihraç eden bir ülke, satın alan bir ülke değil. O bakımdan bu toplumdaki bilgi kirliliğini de düzeltmek gerekiyor. Türkiye burada aslında tarım ve tarım sektörüyle ilgili süreçlerde kendine özgüvenli geliştirmesi ve artırması gereken bir ülke” diye kaydetti.
“ÖZEL SEKTÖR ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİYLE SAĞLANDI”
Özçatalbaş, bu alandaki başarıların kamu, üniversite ve özel sektör işbirliğiyle sağlandığına dikkat çekerek, “Türkiye'de tarım teknolojisi, tarımsal bilim alanında çalışan arkadaşlarımız, hocalarımız çok önemli çalışmalar çıkarıyorlar ve bunu sektörle buluşturuyorlar. Dün buluşturmada zorluklarımız vardı. Ama özellikle son yıllarda TÜBİTAK projeleri ve diğer projeler olsun burada toplumsal katkıyı da öne çıkarmaya başladı. Artık ıslahçılarımız ya da bu alanda çalışan uzmanlar elde ettikleri ürünleri çok hızlı bir şekilde hem patent sürecine hem de diğer süreçlere dahil ederek sektörle buluşturuyor” dedi.
Türkiye’nin tarımsal teknoloji ihraç eden bir ülke olduğunu ifade eden Özçatalbaş, “Bu sadece kamu ve üniversite değil, özel sektörde de tabii ki çok yetenekli ve değerli ıslahçılarımız var. O bakımdan Türkiye, net olarak söylemek gerekirse, tohumculukta dışarıya bağımlı bir ülke değil. Dışarıya tohum satan bir ülke yani Türkiye orijinal tohumlarını kendi bilimsel birikimiyle elde etmiş olduğu tohumları yurt dışına ihraç eden, tarımsal teknoloji ihraç eden bir ülke diyebiliriz” diye konuştu.
