Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Yenilenebilir Enerji Başuzmanı Sean Whittaker, Dünya Bankası'nın Türkiye deniz üstü rüzgar enerjisi alanındaki potansiyelini değerlendirmek amacıyla hazırladığı "Türkiye için Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Yol Haritası"na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bankanın, küresel deniz üstü rüzgar enerjisini geliştirmeye yönelik bir programının olduğunu, kendisinin de bu programın kurucu ortağı ve eş lideri olduğunu belirten Whittaker, "Türkiye için deniz üstü rüzgar enerjisi yol haritasını da bu program çatısı altında geliştirdik" dedi.

Whittaker, Vietnam, Filipinler, Sri Lanka, Kolombiya, Brezilya, Romanya ve Azerbaycan'da gerçekleştirilen programın sekizinci ülkesinin Türkiye olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Deniz üstü rüzgar enerjisini finanse etmeyi çok istiyoruz. Şu anda Çin dışında hiçbir gelişmekte olan pazarda deniz üstü rüzgar enerjisi yok. Dolayısıyla bu programı ülkelerin finanse edilebilir projelere sahip olmaları adına gereken süreyi hızlandırmalarına yardımcı olmak için kurduk. Şu ana kadar 24 ülke ile çalıştık."

Söz konusu yol haritasında, Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisi alanını geliştirirken takip etmek isteyebileceği 2 yolun ortaya konulduğunu aktaran Whittaker, "Bu yol haritası, 'işte fırsatlar, işte zorluklar, bunlar ise gerekecek finansman' diyor. 'Üretim maliyeti, tedarik zinciri geliştirme ve altyapı gelişimi açısından sonuçları bunlar' diyor. Çünkü deniz üstü rüzgar enerjisi çok karmaşık. Dolayısıyla tüm bunları bir arada değerlendirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Whittaker, yol haritasının Türkiye'nin yapması gerekenleri söylemediğini ancak önündeki 2 seçeneğe işaret ettiğini belirterek, "Yüksek büyüme senaryosuna göre, Türkiye 2050 yılına kadar 27 gigavat kurulum, düşük büyüme senaryosuna göre de 16 gigavat kurulum yapabilir. Yol haritasının amacı hükümetin karar alma sürecinde bilgilendirmek" diye konuştu.

"TÜRKİYE DENİZ ÜSTÜ RÜZGAR ENERJİSİ İÇİN UYGUN KOŞULLARA SAHİP"

Yol haritasının Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisi için uygun koşullara sahip olduğunu gösterdiğini vurgulayan Whittaker, ülkenin deniz üstü rüzgar enerjisini takip etmek istemesinin birkaç motivasyonu olduğunu anlattı.

Whittaker, bunlardan birinin büyük ölçekli enerji üretimi ya da karbonsuzlaştırma olduğunun altını çizerek, "Türkiye çok fazla enerji ithal ediyor. Türkiye enerjide bağımsız olmayı ve bunu yenilenebilir enerji kaynaklarıyla temiz bir şekilde yapmayı amaçlıyor. Büyük ölçekli yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok fazla seçenek yok. Dolayısıyla deniz üstü rüzgar enerjisi harika bir seçenek" değerlendirmesinde bulundu.

Tedarik zincirinin geliştirilmesinin de Türkiye için başka bir motivasyon kaynağı olduğunu kaydeden Whittaker, "Türkiye'nin karasal rüzgar enerjisi tedarik zinciri oldukça sağlam. Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisine geçmesi, bu tedarik zincirini geliştirmesine olanak sağlayacaktır. Bu da istihdam ve doğrudan yatırım getirecektir" dedi.

Bakanlık duyurdu: Türkiye, ‘Bilgisayarlı Transit Sistemi’nin yeni fazına geçti Bakanlık duyurdu: Türkiye, ‘Bilgisayarlı Transit Sistemi’nin yeni fazına geçti

Whittaker, bir diğer motivasyon kaynağının ise bu alandaki ihracat potansiyeli olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'nin bu alandaki kapasitesini artırması diğer piyasalarda da lider olmasına fırsat sunacaktır. Türkiye'nin bazı yüzer rüzgar çiftlikleri geliştireceğini ve yüzer rüzgar endüstrisi büyüdükçe bu alandaki uzmanlığını ihraç etmek için iyi bir konumda olacağını düşünebiliriz. Türkiye, dünyanın en büyük 12. karasal rüzgar pazarıdır. Çok fazla kanat yapıyor, kule yapıyor. Gerçekten iyi bir endüstrisi var ve çok rekabetçi. Türkiye'nin ürettiği bileşenlerin çoğu ihracata yönelik. Dolayısıyla deniz üstü rüzgar enerjisinde de aynı rekabet avantajına sahip olması mantıklı."

Kaynak: AA