Akgül, "16 Ekim Dünya Gıda Günü" kapsamında gıda israfına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gıda israfının büyük bir kısmını meyve ve sebzelerin oluştuğunu belirten Akgül, "Türkiye'de her yıl ortalama 23 milyon ton gıda israf edilmektedir. Üretilen bu ürünlerin yaklaşık yüzde 35'i sofraya ulaşamadan kaybolmakta ya da çöpe gitmektedir. Ülkede her gün yaklaşık 12 milyon ekmek çöpe atılmakta, bu da yılda 4 milyar 380 milyon ekmeğe denk gelmektedir" diye konuştu.
Evsel gıda atığının da önemli bir sorun olduğuna değinen Akgül, "Yıllık 7,76 milyon ton evsel gıda çöpe atılmaktadır ve kişi başına yıllık yaklaşık 93 kilogram gıda israfı düşmektedir. Ayrıca, ekmek israfının en sık yaşandığı yerler arasında lokantalar, oteller ve toplu yemek yerleri öne çıkmaktadır" dedi.
"HASAT VE DEPOLAMA SÜREÇLERİNDE YAŞANAN KAYIPLAR DA İSRAFI ARTIRMAKTADIR"
Akgül, şöyle devam etti:
"Türkiye'de gıda israfının başlıca nedenleri arasında yetersiz planlama ve bilinçsiz alışveriş alışkanlıkları geliyor. İhtiyacın üzerinde üretim ve hazırlık yapılması ile perakende ve dağıtım süreçlerindeki aksaklıklar da yer almaktadır. Özellikle tüketicilerin gereksiz gıda alımı yapması ve uygun saklama koşullarına özen göstermemesi, gıdaların hızlıca bozulmasına yol açmaktadır. Aynı zamanda tedarik zincirindeki hatalar, hasat ve depolama süreçlerinde yaşanan kayıplar da israfı artırmaktadır. Bu sorunların tüm aşamalarda etkili bir şekilde ele alınması, hem ekonomik kayıpların önlenmesi hem de sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşımaktadır."
Türkiye İsrafı Önleme Vakfının gıda israfının önlenmesi amacıyla hayata geçirdiği "Gıda Bankacılığı" projesiyle ilgili bilgi veren Akgül, "Gıda bankacılığı, bağış olarak yapılan gıda yardımlarının ve son kullanma tarihi yaklaşan gıdaların ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını amaçlamaktadır. Türkiye’de Gıda Bankacılığı faaliyetleri sadece dernekler veya vakıflar tarafından yürütülebilmektedir. Gıda Bankacılığında bağışın mutlak suretle gıda maddesi niteliğinde olması ve 'bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere' şartı ile verilmiş olması aranmaktadır. Gıda Bankacılığının ülkemizdeki ilk uygulamasına 20 Ocak 2004'te Diyarbakır'da başlanmıştır" ifadelerini kullandı.
Vakıf olarak bağışlanan gıdaların muhafazası ve dağıtımına yönelik Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kalkınma Vakfının (DAKAV) tahsis ettiği 2 bin metrekarelik kapalı alanda Diyarbakır Gıda Bankasını faaliyete geçirdiklerini anımsatan Akgül, bankanın Konya'da da faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtti.
Akgül, proje kapsamında tüketicilere planlı alışveriş ve gıdaların doğru saklanmasının öneminin anlatıldığını, kusurlu ancak sağlıklı meyve ile sebzelerin kullanımının teşvik edildiğini, cezaevleri, hastaneler ve okullarda eğitim programları düzenlenerek israfı önlemek için bilinçlendirme çalışmaları yapıldığını aktardı.
Gıda israfının önüne geçmek için alışveriş planlaması ile ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat edilmesi gerektiğine değinen Akgül, bunlara ek olarak da porsiyon kontrolü, yemek artıklarının değerlendirilmesi, meyve ve sebzeleri doğru saklama ile doğru mutfak kullanımının bireysel adımlar olduğunu kaydetti.
Akgül, artan fiyatların tüketicilerin daha bilinçli alışveriş yapmalarına, ihtiyaç dışı ürünlerden kaçınmalarına ve daha planlı tüketim alışkanlıkları geliştirmelerine yol açarak israfı azaltabileceğini dile getirdi.
Gıdanın doğru saklanması ile alışveriş planlaması ve artıkların değerlendirilmesi konularında halkın daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Akgül, gıda bankalarının ise daha etkin çalışabilmesi için lojistik altyapılarının güçlendirilmesi; özellikle tedarik zincirindeki kayıpların azaltılması için güçlü soğuk zincir ve saklama çözümlerinin önemli olduğunu vurguladı.
İlerleyen yıllarda temel hedeflerinin Türkiye’de gıda israfını azaltmak için 2030 yılına kadar gıda atıklarını yarıya indirmek olduğunu söyleyen Akgül, şöyle konuştu:
"Bu doğrultuda, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) uygun olarak, israfı en çok yaşanan alanlar olan meyve-sebze tüketimi ve ekmek atıkları üzerinde yoğunlaşacağız. Toplumun her kesiminde farkındalık oluşturmak ve etkin çözümler sunmak, gıda güvenliğini artırmak ve israfı en aza indirmek için kritik önem taşımaktadır."