Kent kamuoyunda bir süredir Uludağ Alan Başkanlığı ve Alkoçlar’a yönelik karalama kampanyası yürütülüyor.

Uludağ’daki otopark konusu, gerçeklikle ilgili olmayan iddialar ve söylentiler üzerinden istismar ediliyor.

Bu algı operasyonunu kimin ve hangi amaçla kurguladığı gayet açık. Ama yine de biz, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevimizi yerine getirmek adına bir aydınlatma yapalım.

***

Malumunuz;

Kültür ve Turizm Bakanlığı Uludağ Alan Başkanlığı, 18 Ocak 2023 tarih ve 7432 sayılı Uludağ Alanı Hakkında Kanun ile sınırları belirlenmiş, 26 Ocak 2/23 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ‘117 sayılı Uludağ Alan Başkanlığı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ ile kuruldu.

Böylelikle Uludağ’da uzun yıllar süren yetki tartışması ortadan kalktı.

Ve kanuni düzenlemeyle belirlenen sınırlar içerisinde Uludağ’da tek sorumlu Alan Başkanlığı oldu.

***

Sonra ne oldu?

Yönetmelikler çıktı.

Uludağ Alan Komisyonu oluşturuldu.

Hatta bu komisyon toplantılara başladı ki bugüne kadar 11 kez toplandı.

Ayrıca bir de ‘Güvenlik Komisyonu’ kuruldu. O komisyon da 10 kez bir araya geldi ve sorunların çözümü için bir dizi kararlar aldı.

Ardından yetki devri geçiş süreci tamamlandı.

Hazinenin özel mülkiyetinde, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar ile Orman Kanunu kapsamında orman sayılan yerlerin tahsisi yapıldı.

Kısacası Uludağ’da çizilen sınırlar içerisindeki tek yetkili olarak Alan Başkanlığı göreve başlamış oldu.

***

Peki, Uludağ Alan Başkanlığı bugüne kadar ne yaptı?

Kayak pistlerini düzenledi!

Pistlerde kazaların en aza indirilmesi amacıyla doğal topografya ve bitki örtüsüne zarar vermeden sit durumu ve ilke kararları gözetilerek teknik rapor çerçevesinde mevcut pistlere çeki düzen verildi.

Böylelikle pistler, minimum kar yağışında bile kayak yapılabilir hale getirildi.

***

Başka?

Geçmişte pistlerde günübirlikçi ziyaretçilerin yaya veya kızaklı girişleri dolayısıyla kazalar yaşanıyordu. Acemi ya da profesyonel kayakçılar oluşan kazalarda yaralanabiliyordu. Bu kazaların önüne geçmek için ‘Güvenlik Ağı Projesi’ ihalesi yapıldı.

Böylece kayak alanları yayalardan arındırıldı.

***

Daha yok mu?

Olmaz mı! Tuvaletler ve mescit yeniden yapılarak halkın kullanımına açıldı.

İzinsiz kaçak yapılar tespit edildi gerekli müdahaleler yapıldı.

Uludağ’ın olmazsa olmaz olarak görülen ‘korunması ve geliştirilmesi’ hedefli ihtiyaçlarını karşılamak adına ‘plan ihalesi’ gerçekleştirildi. Devam eden çalışmalar kısa sürede tamamlanacak.

Uludağ’da tabela kirliliğinin önüne geçmek için tek tip tabela çalışması başlatıldı. Bu konudaki usul ve esaslar komisyonca onaylandı. Tüm tabelalar yenilendi ve Uludağ’a yakışır estetik bir bütünlük sağlandı.

***

Bu kadar mı?

Yok yok. Bitmedi!

Sportif faaliyetler kapsamında kış sezonu için kar motoru güzergâhı, yaz dönemi içinse ATV parkur güzergâhları belirlenerek faaliyete geçirildi.

Günübirlikçi ziyaretçiler için ‘Kızak Alanı Projesi’ ihale edildi. Ve kızak alanı sezona hazır hale getirildi.

Yine alanda bulunan kameralar ve led ekranlar yenilendi. Güvenlik sisteminin bir parçası olan bu sistem aktif ve çalışır duruma getirildi.

Düne kadar bölgede kontrolsüz ve denetimsiz yapılan sportif faaliyetler de kontrol altına alındı.

***

Gelelim kamuoyunda algı oyunlarıyla dejenere edilen otopark mevzusuna.

Uludağ Alan Başkanlığı bu konuda da sezon öncesi gerekli çalışmaları yaptı. Otopark alanlarını tek tek belirledi. Mevcut kapasite artırıldı. Modern ve teknolojik sistemler kullanılarak faaliyete geçirildi.

Dedik ya yetki artık Uludağ Alan Başkanlığı’nda diye! Öyle de oldu.

Bölgede toplam 7 otopark alanı var.  Bunun 3’ünü Büyükşehir Belediyesi işletiyor. Üstelik en büyük olan alanları…

Kalan 4’ünde de yetki Alan Başkanlığı’nda. Bu alanlar da açık teklif usulü ile ihale edildi. Alkoçlar’ın verdiği teklif kabul gördü ve görevi üstlendi. Gereken yatırımı yaptı. Otoparklar işletmeye girdi.

Mevcut durumda Alkoçlar’ın bu otoparkları işletmediği, başkasına devrettiği, değnekçiler türediği, iflas ettiği gibi iddia ve dedikodular karalama amaçlı bir kampanyanın ürünüdür.

İflas ettiği söylenen şirket Alkoçlar’ca iflasından çok önce satışı yapılmış bir şirkettir. Ki otoparkta işletme yükünü üstlenen şirketle aynı değildir.

Konuyu takip edenler ve anlamak isteyenler hatırlayacaktır ki Alkoçlar, bu iflas iddialarına şu yanıtı vermişti:

“Alkoçlar Otelleri, 2019 senesin de tarafımızdan satılmış ve otelcilik sektöründen çıkmıştır. Ancak satılan şirketlerimizden birisi daha sonra yeni alanlar tarafından konkordato ya gitmiş ve iflasını istemiştir. Bu olay baz alınarak maalesef 4 yıldır benzer haberler ile tarafımıza sistematik olarak ara ara saldırı olarak kullanılmaktadır. Bu haberleri yapan haber siteleri, söz konusu mahkeme kararını inceleler ise bu haberin tarafımızla hiçbir hukuki ilgi ve alakası olmadığını görürüler.”

***

Durum böyleyken Uludağ’daki otopark konusunu sözde ‘iflas’ algısı üzerinden kamuoyunu maniple edecek şekilde gündeme getirmek açık ve seçik bir algı operasyonudur.

İlgili bakanlıkların bazı tesis ve işletmelerde yetkiyi Büyükşehir’den almasını içine sindiremeyen Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, belli ki Uludağ’da da ‘Alan Başkanlığı’nın yetkisini tartışmaya açmak istiyor.

Ama nafile! Uludağ Alan Başkanlığı, kentin bir numaralı marka değerini hak ettiği yere ulaştırmak için gecesini gündüzüne katıyor.

Bursa, Sayın Bozbey’den algı yönetimi değil gerçek bir iş ve proje üretimini ve yönetimi bekliyor. Fakat görüyoruz ki Sayın Bozbey’in Bursa için iş yapmaya ve proje üretmeye pek gönlü yok!

Şayet olsaydı şu geçen 10 ay içinde, Alinur Aktaş’ın kente büyük bir fayda sağlayacak Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki otopark projesini tamamlar ve hizmete açardı.

Ama daha bir çivi bile çakılmadığı söyleniyor. İddia o ki yaza bile yetişmezmiş!

Alinur Aktaş Başkanı’nın adeta kente mührünü vurduğu ve ecdat yadigarı bölgeyi ihya ettiği projenin bu duruma düşürülmesi Bursa ve Bursalılar adına büyük bir kayıp.

Daha vahimi ise Büyükşehir’in, Alinur Aktaş’ın tarihin önünü açtığı bölgeye bir bina yapmayı planladığı iddia ediliyor. Şayet bu iddialar doğruysa çok yazık…

Kent içindeki otoparkı önce ücretsiz yapıp sonrada kendisinden önce 25 lira olan 2 saatlik park ücretini 150 liraya çıkaran Sayın Bozbey, önce yetkisi dahilindeki sorunları çözse daha iyi olmaz mı?

Örneğin, Alinur Aktaş döneminde şehirde bazıları yatıp kalkıp trafik diyordu! Ne oldu? Bursa’nın trafiği Aktaş gidince bitti mi?

10 ayda Sayın Bozbey, trafiği çözmek için bırakın bir iş yapmayı herhangi bir plan yaptı mı?

Alinur Aktaş hiç değilse gelir gelmez, çözüm aramaya başlamış akıllı kavşakları devreye almış raylı sistemde sinyalizasyon yatırımı yapmış, toplu taşıma filosunu güçlendirmiş yeni hatlar kurmuş, T2 sistemini devreye almıştı. Özetle trafik sorununu çözmek için dertlenmişti…

Şimdi? Ne konuşan var ne de dertlenen!

Sonra kalkıp ‘Uludağ da Uludağ’ diye naralar attırmanın bir manası ve ehemmiyeti olmadığını Sağır Sultan bile biliyor.

Bilmem anlatabildim mi?

***

Ülkesi ve milleti için çalışanlara saygıyla…