Sivasspor maçına kadar oynanan 4 devrenin her birinde bir öncesinden daha iyi performans sergileyen Akrep, Sivasspor mücadelesinin ilk yarım saatinde de göze hoş gelen oyunu sergilemeyi başardı.
Her ne kadar ideal santraforu Adam Buksa oynamasa da rakip kalede büyük baskı kuran, rakibi hataya zorlayan bir takım izledik ilk yarım saatte. Beklenen hata da henüz 10’uncu dakikada geldi. Sivasspor’da savunmanın sigortası olan Appindangoye’nin savunmadan çıkarken yaptığı pasta araya giren Larsson, adeta ‘tamam, başlıyoruz’ mesajı verdi.
Ancak 35’te ilk 2 haftanın en iyilerinden olan Kaluzinski’nin sakatlanmasıyla birlikte bir gün önce imza atan Saric’in oyuna girdiği anda dengeler bir anda değiştirdi.
Daha maça ısınamayan Saric’ten seken top, şansın da yardımıyla metrelerce ilerleyerek Sivasspor’un en tehlikeli hücum elemanı Rodrigues’in önüne düşünce skor bir anda eşitlendi.
Dolayısıyla şanslı gol bulan Antalyaspor, bir o kadar da şanssız yediği golle skor avantajını kaybetti.
İkinci yarıda zaman zaman oyun hareketlense de her iki takımın da beraberliğe razı oyunu biraz can sıktı.
Ancak şunu da göz önünde bulundurmak lazım; günden güne iyiye giden oyunun yanında takımın birinci santraforu Adam Buksa yok. Takımın oyununa uyum sağlamaktan uzak olsa da bireysel olarak göz dolduran Saric’in henüz ilk maçı. Streek’i 11’de göremedik.
Antalyaspor halen ilk 11’inin büyük çoğunluğunda eski futbolcuları bulunan bir ekip durumunda.
Kağıt üzerinde 3 maçta alınan 2 puan yeterli değil, yeni oyuncuların yavaş yavaş kadroya girmesi ve oyun anlamında gelişme göstermesi, gelecek adına umut verici. Alınacak tek galibiyet işleri farklı noktaya getirebilir.
İyi bir Buksa, iyi bir Streek, takıma uyum sağlamış Saric ve önceki sezondan hatırladığımız Naldo eklenirse bu takımın hedefinin beklentilerin üzerine çıkması da işten bile olmayacak.