Gümbürtüsü her yerden duyuluyor.
Lavlar usul usul akıyor.
Durdurmak mümkün değil.
Lavların ısısı volkanı sarmış durumda.
Ne zaman durulur...
Ne zaman sesler kesilir...
Ne zaman akıntılar diner...
Ne zaman kendi içine döner bilinmez.
Bu gidişle ne dineceği ne durulacağı ne sineceğe benziyor.
Volkan patlamaları sürüyor.
İçin için kaynama devam ediyor.
Sarsıntıları tüm bölgeyi etkisi altına aldı.
Volkanın en tepesi sessiz dururken içeriden gelen sis ve gaz bulutu ile dumanlar her yeri kaplamış durumda.
Volkanın alt tepelerinden gelen guruldama sesleri volkana kimseyi yaklaştırmıyor.
Eski volkan tepelerinin seslerini yeni patlamalar bastırıyor.
Küçük tepeler zirveye bakıp gümbürdemek istese de içten içe kaynamalar onları daha fazla öne çıkmalarını engelliyor.
Volkan kaynıyor.
Kaynama seslerini herkes duyuyor.
İçi içine sığmıyor.
Lavlar akıyor.
Dumanları herkes izliyor.
Uzaklardan bile gözüküyor dumanlar.
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?
"Ben en eski volkanım" diyerek etrafındaki sığ yanardağlara hava atsa da kendi içinde kaynaması...
Patlaması yakındır.
Bu kaynama, sakin zamanlarda etrafında yer tutup onun gölgesinde mekân tutan kimilerini ürkütüyor.
Kimilerini korkutuyor.
Kimilerini üzüyor.
Kimilerini kaçırtıyor.
Bunlara bir de sarsıntılar eklenince volkanın ne olacağı kestirilemiyor.
Büyük patlama olur mu?
Olursa ne olur?
Olmazsa bu sesler neyin sesleri?
Ha bugün diner ha yarın siner derken ne diniyor ne siniyor.
Aksine ana krater dışında homurdanmalar...
Patlamalar...
Sarsıntılar...
Lav akışları devam ediyor.
Bakalım bu durum ne kadar ve nereye kadar sürecek.