Oldu mu bu şimdi?
Bu ülkenin en muteber makamında yumruklar havada uçuştu.
Sokak kavgası gibi…
Adı: Türkiye.
Şanı: Büyük.
Kimliği: Millet.
Yeri: Meclis.
Kavga edenler milletvekilleri.
Sebep?
Hakaret.
Suçlama.
Ağır itham.
Kim yapıyor bunu?
TBMM'de bulunan bir partinin milletvekili.
Ne diyor?
"Utanmazlar"
"Teröristler"
"Haysiyetsizler"
"Ahlaksızlar"
Kime söylüyor bunları?
İktidar partisi milletvekillerine.
Dönüyor meclis başkanı Bekir Bozdağ'a:
"Ahlaksızlar" diyor.
Kürsü dokunulmazlığı ile ağzına geleni söylüyor.
Ne var bunda?
Tahkir var.
Tahrik var.
İftira var.
Aşağılama var.
Suçlama var.
Tansiyon bir anda yükseliyor.
Sinirler geriliyor.
Kalp atışları hızlanıyor.
Yumruklar sıkılıyor ve hakaret eden vekilin suratında patlıyor.
Oldu mu bu şimdi?
Yakıştı mı?
Milletin oyu ile seçilmiş ve ağır başlı, vakarlı, ne dediğini bilen ne yaptığının farkında olan bir siyasetçinin daha onurlu olması daha vakarlı duruşuyla örnek olması gerekirken diğer partinin milletvekillerine "kürsü dokunulmazlığı" zırhı ile yüksek sesle hakaret etmesi olacak şey değildir.
Ama oldu.
Bize, bizim Gazi meclisimize, TBMM’ye yakışmadı.
Ne hakaret ne yumruklama ne tokat atma girişimi ne kavga, yakışmadı.
Oldu bir kere.
Keşke olmasaydı.
Uzak doğu ülkeleri meclislerinde olan nahoş olayların bizim meclisimizde olması hiç yakışık almadı.
Tez elden meclis iç tüzükte yeni maddeler eklenerek tedbirler alınmalı.
Bu çirkinlik bize yakışmadı.